Bazı zamanlar, benzerlerine nazaran çok daha kudsî, mukaddes ve mübârektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında Cenâb-ı Hak, kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır. O hâlde böyle gece, gün ve ayları birer ganîmet bilelim.
Nasıl ki, altın madeni bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok üstün ise; yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok kıymetli ise; gül çiçeği diğer çiçeklerden çok daha değerli ise, bu gece de diğer normal gecelerden çok üstündür.
“Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli” demek olan “mübârek” sıfatıyle sıfatlanan ve İslâm dîninin kıymet verdiği on geceden [hicrî-kamerî sene içerisindeki sırasına göre, 1 Muharrem, 10 Muharrem (Aşûre gecesi), Mevlid, Regâib, Mi’râc, Berât, Kadir, Ramazân Bayramı, Arefe ve Kurbân Bayramı geceleri] biri de Kadir gecesidir.
Kur’ân-ı Kerîmin, Resûlullah Efendimize gelmeye başladığı ve Ramazân ayı içinde olan “Kadir gecesi”nin fazîleti (üstünlüğü), bin aydan daha fazîletli [hayırlı, kıymetli] olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de “Kadir sûresi”nde açıkça bildirilmektedir. Bu gece, Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir gecesidir.”
HANGİ GECE?
Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bir hadîs-i şerîfte: “Allahü teâlâ, 5 şeyi 5 şey içinde: Rızâsını tâatlerde, gazabını günâhlarda, orta namazı 5 vakit namazda, evliyâsını halk arasında, Kadir gecesini ise Ramazân ayı içinde gizlemiştir” buyuruluyor.
O hâlde, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemeli. Gazabı günâhlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günâhı küçük görüp işlememeli. Orta namazı kaçırmamak için, 5 vakit namazı vaktinde kılmalı. Evliyâsı, insanlar arasında gizli olduğu için, herkese iyi muâmele etmelidir. Onun için atalarımız, “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil” demişlerdir.
İmâm-ı Şâfiî, Kadir gecesi Ramazân-ı şerîf ayının “17. gecesi”, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe ise, “27. gecesi” olması çok vâki olur demişlerdir.
Kadir gecesine kavuşmak için her hâlde en pratik çâre şudur: Ramazânın bütün geceleri ihyâ edilirse, Kadir gecesine rastlanılmış olur.
Hazreti Âişe vâlidemiz buyurdu ki: “Resûlullah, Ramazân ayının son on gününde her zamankinden daha fazla ibâdet ederdi.“ (Tirmizî)
Hadîs-i şerîflerde, bu gecenin, Ramazân ayının son on gecesinde yani 20-30. geceleri arasında aranması bildirilmiştir. Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden birkaçı da şöyledir:
“SON ON GÜNDE ARAYIN!”
“Kadir gecesini Ramazânın son on gününde arayın.” (Müslim); “Kadir gecesini, Ramazânın son on gününün [21, 23, 25, 27 ve 29 gibi] tek gecelerinde veya Ramazânın son gecesinde arayınız. Sevâbını umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirenin geçmiş ve gelecek günâhları affolur.” (İmâm Ahmed)
“Kadir gecesi Ramazânın 27. gecesidir.“ (Ebû Dâvud); Kadir gecesini soran bir zâta Peygamber Efendimiz: “Bu yıl Ramazânın ilk gecesi idi geçti. 27. geceyi ihyâ et! Ramazânın 27. gecesini ihyâ edene, vücûdundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehîdlik ve gâzîlik sevâbı verilir” buyurdu.
Bir başka senede, Hazret-i Âişe vâlidemize hitâben de, “13. gece idi geçti. Kadir gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihyâ edersen, âhiret yolculuğu için azık olarak o geceki ibâdet sana yeter” buyurdu. Başka bir sahâbîye de, “Bu yıl Kadir gecesi geçti; fakat Ramazânın 27. gecesini ihyâ et! Kadir gecesi sevâbına kavuşursun. Şefâatten nasipsiz kalmazsın“ buyurdu.
Bu vesîleyle, İzmir haber ajansi ailesi olarak kıymetli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün Müslümânların mübârek Kadir gecelerini cândan tebrîk ediyoruz.