Savcı’nın Avukatı Hamdi Yıldırım da, savunmaya, mütalaaya katıldıklarını ve müvekkilinin beraat etmesinin kuvvetli muhtemel olduğunu söyledi.
“ONURLU YAŞADIK”
İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı ise, “Onurlu yaşamanın ve görevimizi yapmanın bedelinin bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. Bizler kamu malını korumaya çalışırken karşımıza ceza olarak çıktı. Bunun cevabını bulamadım. Cezaevinde 7 ay daha yatsam bunu bulamam. Genel Sekreter Pervin Şenel Genç ile görüşmem görevim gereğidir. İhaleye fesat karıştırmanın oluşan sonuçlarına bakıyorum. Bu şirket benim şirketim değil. Burada menfaat kazandığım bir durum da yok.
Üçüncü kişilere menfaat sağladığım ve başkalarını engellediğim de yok. Vakıflar Genel Müdürlüğü 'zararım yok' diyerek müdahil olmadı. Bilirkişiler 'kamu zararı var' dedi. Kamu hizmetlerinde kar zarar hesabı yanlış yapıldı. Yedi aydır cezaevinde bulunuyorum. Kamu hizmetlerinde para söz konusu değildir. Burada vatandaşın memnuniyetine bakılır. Toplu ulaşım sistemi belediye kasasından çıkan paralar ile sübvanse edilir. O zaman bu mantıkla gidersek ESHOT, İZULAŞ gibi şirketler de zarar ediyor demeleri gerekir. Bu zamana kadar zerre kadar çıkar sağlamadım. Mal varlığımdaki borçları gören devlet bize sanıyorum yardım edecektir. Yüreğimizin yarısı geride kalmaması için herkesin tahliye edilmesi gerekir” dedi.
“BU DAVA ÖFKELİ SANIKLAR OLUŞTURUYOR”
Kırmızı'nın avukatı Meftune Çil ise, dava içinde yer alan delil niteliği konusunda aynı yerde durduklarını, yeni bir şeyin eklenmediğini belirtti. 7 ayda verdikleri 14 dilekçede aynı savunmalara yer verdiklerini ifade eden Avukat Çil, “Böyle bir örgüt yok. Müvekkilim yasalara uygun şekilde davranmıştır. Onur, ahlak, erdem ve ülkeyi sevme gibi hepimiz aynı değer yargıları ile büyütülüyoruz. Ancak bu davada müvekkilimin onuru zedelenmiştir. Bu tarz davalar öfkeli sanıklar oluşturuyor. Ülkeyi seven, dürüst çalışan insanları öfkelendiriyoruz. Adil yargılama ilkesine aykırı olduğu için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AHİM) götürdük. Ama yeni değişikler şart” diye konuştu.
Sanıklardan Tülay Azeri de, söz konusu iddialarda suçsuz olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti. Azeri’nin avukatı Enis Dinçeroğlu ise, davada adı geçen sanıkların gerçek anlamda kamu malını koruyan kişiler olduklarını belirterek, “Bu haksız rekabet içeren bir davaysa ticaret mahkemesinde görülmeye başlandığını düşünmeye başladım” dedi.
Editör: TE Bilişim