Sağlıksız beslenmeden hareketsizliğe, fazla kilodan sigara ve strese dek bir çok etken günümüzde kalp ve damar hastalıklarının hızla yaygınlaşmasına yol açıyor. Dünya genelinde kalp hastalıklarından ölümler ilk sırada yer alırken, kalp krizi artık çok erken yaşlarda da kapıyı çalabiliyor! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahin Şenay genetik etkenlerin yanısıra yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, obezite ve diyabet hastaları ile sigara kullananlarda, hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme alışkanlığı olanlarda bypass gerektiren kalp ve damar hastalığına daha sık rastlandığını vurguluyor. Yaklaşık olarak dünyada yılda 3 milyon, ülkemizde de 50 bin bypass ameliyatı yapıldığını belirten Prof. Dr. Şenay, koroner arter bypass ameliyatı hakkında bilinmesi gereken 3 önemli noktayı ve bypass ameliyatında en yeni gelişmeleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

1. Koroner arter bypass ameliyatı ne zaman gerekir?

Koroner arterlerde yani kalbi besleyen damarlarda yaygın ve ileri derecede tıkanıklık varsa, bu durum kalp kasına giden kan akışını önemli ölçüde azaltıyor ve koroner arter bypass ameliyatı gerekli olabiliyor. Bu durumun; göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi bulgular ile ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Şahin Şenay şöyle konuşuyor: “Hastalarda tıkanıklıkların yeri ve sayısına bağlı olarak koroner arter hastalığının tedavisinde bypass gerekli olabilir. Koroner arterlerin damar duvarlarındaki plaklar ile önemli ölçüde daralması sonucunda gelişen ciddi koroner arter hastalığı mutlaka tedavi gerektirir. Hastalar kalp damarlarındaki plakların yaygınlığı ve yerleşimine göre; bazı yaşam tarzı değişiklikleri, ilaçlar, stentler veya bypass operasyonu ile tedavi edilebilir. Diyabeti olanlarda ve kalp kasılmasında zayıflama gözlenen yaygın koroner damar tıkanıklığı olan hastalarda bypass; ilaç veya stent tedavisine göre tedavide daha yüksek fayda sağlayabilir.”

2. Bypass ameliyatları hangi yöntemlerle yapılıyor? 

Koroner bypass ameliyatı kalp damarlarında hayati risk oluşturan darlıklar ya da tıkanıklıkların tedavisinde önemli bir rol oynarken, günümüzde teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde bu alanda yeni yöntemler de hizmete sunuluyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahin Şenay günümüzde bypass ameliyatlarında klasik açık yöntem, küçük kesi ile yapılan ve robotik yöntem ile uygulanan tekniklerin mevcut olduğunu, hasta konforu açısından robotik bypass yönteminin ön plana çıktığını söylüyor. 

  • Açık kalp bypass ameliyatı nasıl yapılıyor?

Bypass ameliyatı yapılması gereken hastalarda geleneksel yöntem olan açık kalp ameliyatında; göğüs kemiği kesilerek göğüs açılır ve göğüs duvarından, koldan veya bacaktan alınan damarlar ile tıkalı arterlerin sağlam kısımlarına dikilir. Bu sayede tıkanıklıklar aşılmış olur ve kalbin beslenmesi düzeltilir. 

  • Küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatında göğüs kemiği korunuyor mu?

Minimal invaziv veya kapalı yöntem olarak adlandırılan yöntemdir. Hastanın göğüs kemiği kesilmeden göğüs yan bölgesinde yapılan küçük bir kesi sayesinde kalbe ulaşılır. Bu yöntemin gerçekleştirilmesi için kamera ve özel aletler kullanılarak yine göğüs duvarından, koldan veya bacaktan alınan damarlar kullanılır.  

  • Robotik yöntem hastaya neler kazandırıyor? 

Bypass gerektiren hastalarda uygulanabilecek en minimal invaziv yöntemdir yani ameliyat küçük kesi ve port deliklerinden robotik kolların bağlanması ile robot destekli olarak gerçekleştirilir. Dünyada 1998 yılında yapılmaya başlayan robotik kalp cerrahisi ülkemizde de yaklaşık 20 yıldır uygulanmaktadır. Robotik yöntemle hazırlanan göğüs damarı ve endoskopik olarak hazırlanan diğer damarlar kullanılarak açık operasyonda kalpte yapılan bypass işleminin benzeri küçük kesiler ile yapılır. Bu yöntemde kanama riski daha az olabilmekte, enfeksiyon riski azalabilmekte, ameliyat sonrası dönemde iyileşme ve günlük hayata dönme daha hızlı olabilmektedir. Hastanede kalma süresi yaklaşık 4-5 gün olurken, ameliyat sonrasında kozmetik olarak daha iyi bir sonuç elde edilebilmektedir. Açık kalp ameliyatında göğüs kemiğinin kaynama süresi hasta ile ilişkili faktörlere de bağlı olarak uzun sürebilmektedir, bu süreçte genellikle hasta hareketleri belirli ölçüde kısıtlanır. Robotik ameliyatlarda ise ameliyat sonrası önemli bir hareket kısıtlaması gerekli değildir. 

3. Robotik cerrahi kimlere uygulanabilir?  

Prof. Dr. Şahin Şenay robotik cerrahinin bypass olacak hastaların çoğu için uygulanabildiğini belirtirken “Bazı kronik hastalıkları olan hastalarda robotik cerrahi planlaması yapmadan önce detaylı değerlendirme gerekir. Bunun için bazı tetkikler yapılır. Bu hastalardan uygun olanlarda; robotik yöntem klasik yönteme göre daha çok fayda sağlayabilir. Çok ciddi akciğer hastalığı, ciddi periferik damar hastalığı olan hastalarda, ileri kalp yetmezliği olan hastalarda veya acil ameliyatlarda bu yöntemin uygulanması uygun olmayabilir” diyor. Hasta sonuçları ile ilgili olarak, ‘Bu yöntem ile operasyon yaptığımız hastalarımızın verilerini geçtiğimiz haftalarda Atina’da yapılan Uluslararası Minimal Invaziv Kalp Cerrahisi Derneği (ISMICS) 2024 yılı kongresinde sunarak dünyanın çok farklı yerlerinden gelen kalp cerrahları ile bu deneyimlerimizi paylaştık ve çok ilgi gördü’ şeklinde ifade eden Prof. Dr. Şenay, teknolojideki gelişmelerin hasta tedavilerine olumlu yönde yansıdığını, robotik tekniğin buna güzel bir örnek olduğunu iletti. 

Yakın gelecekte bizleri ne bekliyor?

Normal doğum, bebeğin güçlenmesine katkı sağlıyor Normal doğum, bebeğin güçlenmesine katkı sağlıyor

Yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve 3 boyutlu görüntüleme teknolojilerinin robotik yöntemler ile entegre olmaya başladığını ifade eden Prof. Dr. Şenay, yakın gelecekte teknolojinin kalp hastalıklarının tedavisinde daha fazla yer alacağını ifade etti.  

Editör: Ajans Ekip