Özgür Özel'den, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'mülteci' çağrısı Özgür Özel'den, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'mülteci' çağrısı
“Ucuz sözlerle kamu görevlilerine, belediye başkanlarına hakaret ederek, saldırarak kahraman mı olmak istiyorsunuz?” 
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın hakkındaki “teröre yakınlık” iddialarına “Bunu diyen zat aynı zamanda bir avukat. Hukuk fakültelerinde 1. sınıfta öğretilen temel ilkeler var. Bunu bilemeyen insanlar 1. sınıftan 2. sınıfa geçemez” diye konuştu. 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel ve CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak; İzmir’deki AK Partili yöneticilerin, CHP’li yöneticilere terör örgütüne yakın olduğu ile ilgili iddialarda bulunmasına ortak açıklama yaparak tepki gösterdi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın İZELMAN’da örgütlü DİSK’in PKK yuvası olduğuna dair iddialarına karşılık İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Burada Adalet ve Kalkınma Partisi ve iktidarının su süreçte tıkandığı ve başkalarını suçlayarak gündemi değiştirmeye, insanları meşgul etmeye çalışıyorlar. ‘İZELMAN işçisi PKK’lı’ dendi. Bunu yapan il başkanı, milletvekilleri. Bütün istihbarat teşkilatı, kolluk kuvvetleri hepsi sizde. Tek başınıza iktidarsınız. Bunu bize liste vereceksiniz de belediye başkanı işçileri işten mi atacak? Siz suçu varsa yargılayacaksınız. Biz ne savcıyız, ne emniyetiz, ne jandarmayız. Yoksa gündemi değiştirmek, ucuz sözle kamu görevlilerine, belediye başkanlarına hakaret ederek, saldırarak kahraman mı olmak istiyorsunuz? Böyle bir kahramanlık yok” dedi. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın terörle ve terör örgütünün siyasi uzantılarıyla arasına mesafe koyamadığını iddia eden ve Pekdaş'ın geçmişte KCK'lıların avukatlığını yaptığını öne süren AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’ya tepki gösteren Pekdaş da, “Bunu diyen zat aynı zamanda bir avukat. Hukuk diploması olduğu varsayılıyor. Hukuk fakültelerinde 1. sınıfta öğretilen temel ilkeler var. Bunu bilemeyen insanlar 1. sınıftan 2. sınıfa geçemez. O zata hukuk diplomasının gereğini yerine getirmesini, hukuk gereği konuşmasını öneriyoruz. Çaresizlik içinde zannediyorum.” 

“TELAŞ İÇİNDELER”
Toplantıda, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın İZELMAN ve DİSK ile ilgili iddialarına açıklık getiren Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi: “6 bin 300 işçi var ki büyük çoğu otobüsleri tamir eden ve kullanan arkadaşlarımız. Her gün hepimizi toplu taşımda taşıyorlar. Onları suçluyorsunuz, sendikayı suçluyorsunuz. Belediye başkanını suçluyorsunuz. Bu tam bir çamur at izi kalsın, itibarsızlaştıralım gibi dolaylı olarak da bize gelen aynı konulardır ama İzmir, İzmirli, kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimin ne iş yaptığını, kimin gerçek anlamda kentlisini sevdiğini zaten biliyor. Telaş içindeler. Üste çıkmaya çalışıyorlar.”

“KAHRAMAN MI OLMAK İSTİYORSUNUZ?”
AK Partili milletvekillerine seslenen Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçilen milletvekilleri o günden bu güne İzmir için ne yaptı? Ne düşündüler, İzmir için ne ürettiler? Yoksa gündemi değiştirmek, ucuz sözlerle kamu görevlilerine, belediye başkanlarına hakaret ederek, saldırarak kahraman mı olmak istiyorsunuz? Böyle bir kahramanlık yok. Herkese şu ülkenin bulunduğu süreçte en fazla birliğe ihtiyacımız olduğu dönemde, en çok ülkeyi yöneten partinin birliğe, dayanışmaya ihtiyacı olduğu dönemde İzmir’deki parlamenterlerin, bu birlik ve beraberliği yaralayarak eylemde olmasını hayretle izliyorum. Bilgisizliklerine mi vermek gerekir, sadece kendi iktidarları için hareket ettiklerine mi vermek gerekiyor hep beraber izleyip cevabını İzmirliler verecektir.”

“BUNU BİLMEYEN İNSANLAR 2. SINIFA GEÇEMEZ”
AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın hakkındaki iddialarına yanıt veren Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise, Kaya’nın da avukat olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu suçlamaların hiçbiri ciddi değil. İki yıldır belediye başkanıyım. Ben İzmir kamuoyunun önünde iş yapan, hemşehrileriyle çalışan, sorunların çözümünü üreten biriyim. Bunu konuşan zat aynı zamanda bir avukat. Diploması olduğu varsayılıyor. Biz fakülteye başladığımızda Anayasa Hukuku ve Hukuk Başlangıcı dersi alırız. Fakültenin 1. sınıfında öğretilen temel ilkeler var. Bunu bilemeyen insanlar 1. sınıftan 2. sınıfa geçemez. O zata hukuk diplomasının gereğini yerine getirmesini, hukuk gereği konuşmasını öneriyoruz. Çaresizlik içinde zannediyorum. Çünkü yönetim makamında iktidarda olan bir partinin yöneticileri, sorunların çözümü için çalışmak zorunda. Her gün şehit cenazelerine ağlayıp teröre lanet okuyoruz. Artık bunları söylemek değil çözüm bulmak zorundayız.”

“BİNALİ BEY, SORUMSUZ AÇIKLAMALARA KARŞI ETKİLİ OLABİLİR”
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel de, bir gazetecinin İzmir milletvekili olan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile bu tip tartışmalar hakkında konuşulup konuşulmadığı sorusunu yöneltti.
Bunun üzerine Yüksel, şöyle konuştu: “Binali Bey hem milletvekili adayı, hem seçildiğinde, hem bakan olduğunda hep İzmir’le ilgileneceğinin sözünü verdi. Ondan beklentimiz sorumsuz açıklamalarına karşı etkili olabilir. İzmir’de AKP’nin lideri durumundadır. Bir bakandır. Özellikle İzmir’in engellenen projeleriyle ilgili daha yakından ilgilenmesini, kolaylaştırmasını bekliyoruz. İzmir’e bakan olarak hizmet edebilir, onların kendi kararlarıdır. Biz isteriz, yaparlarsa alkışlarız. Yapmıyorlarsa bizim çalışmalarımızı engellememelerini, gölge etmemelerini isteriz.”

“KONUŞABİLEN TEK KURUM CHP”
İzmir’de bütün sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına ve sendikalara yönelik inanılmaz bir baskı olduğunu savunan Yüksel, şu ifadeleri kullandı: “Basın açıklaması yapmasına bile izin verilmiyor. Bütün AK Parti milletvekilleri hep birlikte kurumlara ve başkanına karşı bir linç kampanyası başlatmaktadır. Kurumların, sesini çıkaramadığı dönemde beklentileri, CHP’nin ayağa kalkarak ses çıkarmasını bekliyor. CHP’den ülkenin barışa ve huzura yönelik çalışma bekliyor. Yerel yönetimlerimiz hem kente hizmet etmeye, hem de nitelikli demokrasi yolunda adım atmaya çalışıyor. İzmir’de konuşabilen, sesini çıkarabilen tek kurum var. Polis zoruyla müdahale edilmeyen tek kurum CHP’dir. Biz konuşmaya devam edeceğiz.”
“Konuşabilen CHP’ye karşı ne yapması gerektiğini planlayıp belediye başkanlarımıza yönelik, milletvekillerimize, ilçe başkanlarımıza, il başkanlığımıza yönelik mesnetsiz, yalan suçlamalarda bulunmaya başladılar” diyen Yüksel, CHP’yi terör örgütü ile ilintilendirmeye çalışarak içine düştükleri zor durumdan kurtulmaya çalıştıklarını savundu. 
Geçmiş dönemde iktidar tarafından yapılan açıklamaların fotoğraflarını gösteren Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: “Kendilerinin bu suçu işlediklerine dair onlarca örnek var. Hükümetin bütün bakanlarının terör örgütünü öven sözlerini görüyorsunuz. Suç duyurusunda bulunduk. Buna karşı konuşabilen tek kurum olan CHP’yi susturmak için ağır saldırılarda bulunuyorlar. Asla kabul etmiyoruz. CHP olarak ülkenin kurucu partisiyiz. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamış bir partiyiz. AKP’nin kamplaştırma oyununa gelmeyeceğiz. Allah’tan Atatürk temeli sağlam atmış ki; iç savaşa karşı halkımız duyarlı davranıyor. Terörü bitirecek olan bu ülkenin halkıdır. Biz AKP’nin her türlü ayrıştırma politikasına rağmen bu bayrağın altında barış içince bir arada yaşama irademizi bir kez daha en güçlü şekilde dile getiriyoruz. AKP’li İzmir milletvekillerine sesleniyorum; eğer İzmir’le ilgili bir şey yapmak istiyorsanız gelin engellenen İzmir projelerinin Ankara’dan çıkmasını sağlayın.” 
Yüksel, CHP ile HDP’nin birlikte hareket ettiği yönündeki eleştiriler hakkında da, “Dağa mı göndermek istiyorsunuz parlamentodaki seçilmişleri” ifadesini kullandı.
Editör: TE Bilişim