Oğuz yaptığı açıklamada, mide içerisinde asitli sıvının geriye yani yemek borusu ve daha yukarısında yer alan boğaz, gırtlak bölgesine geri kaçışına "boğaz reflüsü" adı verildiğini kaydederken, reflüye bağlı oluşan şikayetlerin ya asidin doğrudan etkisine, ya da boğaz çevresindeki dokuların aside verdiği cevaba bağlı olduğunu ifade etti.Oğuz, en sık görülen şikayetlerin boğazda takılma bir şey varmış, yutamıyormuş gibi olma hissi, ses kısıklığı, yutma sırasında ağrı, boğazda yanma, ağza acı su gelmesi, göğüs ortasında ağrı, yemek yedikten sonra öksürük olarak açıklandığını vurgulayarak, "Bunların yanı sıra sık boğaz temizleme, hazımsızlık hissi de olabiliyor" dedi.
Oğuz, reflüden korunmada etkili olabilecek ana yöntemleri ise şöyle sıraladı:"Kilo almamak, optimum kiloyu korumak, karın bölgesini aşırı sıkan kıyafetlerden kaçınmak, yemeklerden hemen sonra yatmaktan kaçınmak, yemeklerden hemen sonra egzersiz yapmamak, eğilip kalkmamak, stresten kaçınma ile ilgili önlemler almak, aspirin gibi mideyi irrite edici ilaçları dikkatli ve doğru dozda kullanmak, karın solunumunu öğrenmek ve gün içerisinde uygulamak. Bunların dışında ise gece uyumadan yaklaşık 3 saat öncesinde su dışında hiçbir şey tüketmemek, yağlı, asitli, alkollü, domates soslu yiyeceklerin tüketimini sınırlamak reflüyü önler."Reflü şikayetlerinin birçok başka hastalık tarafından da oluşturulabildiğini söyleyen Oğuz, reflü şikayetleri olan hastanın bir kulak burun boğaz hekimi tarafından muayene edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Oğuz, hastalık tanısı koyulduktan ve diğer hastalıklarla ayırıcı tanısı yapıldıktan sonra tedavi yönteminin belirlendiğini ifade ederken, ilaç tedavileri ve ilaca dirençli nadir olguların ise cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilindiğini sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilişim