Güvenlik görevlisi, tartıştığı yolcuyu vurdu Güvenlik görevlisi, tartıştığı yolcuyu vurdu
  Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde konuşan Emekli Tümgeneral Osman Özbek, Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen uçakla ilgili olarak, “Suriye bunun bedelini ödemelidir. Ancak bunun bedeli; aynı uçakta şehit olan pilotun babasının söylediği gibi, ‘Suriye’ye savaş açmak’ değildir. Özür dileyerek, tazminat ödeyerek Suriye bu bedeli ödemelidir" dedi.
Ayvalık ADD Şubesi’nin gerçekleştirdiği konferansa konuşmacı olarak katılan Osman Özbek, konferans öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik muhtemel bir askeri harekatının doğru olmadığını savunan emekli tümgeneral, Suriye meselesinin PKK, Kuzey Irak, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Türkiye bütünlüğü konularıyla birlikte ele alınması gerektiğini savundu. Türkiye’nin 331 kilometrelik Irak sınırında PKK’yı arkasında dış güçlerin olması sebebiyle kontrol altına alamadığını ifade eden Özbek, Suriye sınırı ile birlikte ülkenin kontrol altına alamadığı sınır boyunun toplam 870 kilometre daha uzayacağını vurguladı. Özbek, Türkiye’nin dış politikada başarılı bir ivme çizemediğini öne sürdü. Suriye sorununun Türkiye’nin milli meselesi ve olmadığını kaydeden Osman Özbek, “Bu bölgede meydana gelen olaylar, BOP’un gereği olarak başlatılan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar süre gelmiştir. Ortadoğu’nun şekillendirilmesi yeni bir olay değildir. Türk milleti bunu biliyor, siyasetçiler bunu biliyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin meclisi bunu biliyor ama gerekli tedbirler alınmıyor. Acı bir ifadeyle bu tür projelere yardımcı olunan bir dış politika uygulayan iktidar, onun dışındaki muhalefet, anayasal güçler ve halkın büyük bir bölümü etkili olamıyor, sadece seyirci kalmayı tercih ediyor. Sonuç itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesinde birlik ve beraberliği ile bütünlüğünü kaybedecek bir konuma getirilmektedir. Bu sorun; Suriye’nin bölünme sorunundan çok, Türkiye’nin bölünme sorunudur” dedi.

“15 AĞUSTOS KRİTİK SÜREÇ”
BOP’un amacının Kuzey Irak ve paralelindeki bölgede büyük bir devlet kurarak, ikinci bir İsrail’i konuşlandırmak olduğunu söyleyen Özbek, “Bu söylediklerim asla komplo teorileri değildir. Bunlar, iktidarın kendi söylemleridir. Bunun dışında 15 Ağustos PKK’nın eylemlerinin başladığı tarihin yıldönümüdür. Bu yüzden de endişeliyim. Dikkat edecek olursanız, her yıl 15 Ağustos tarihinde çok ciddi çatışmalar olmaktadır. Mesela bu yıl da bu tarihe yaklaştıkça terör olaylarında ciddi artış söz konusudur. Son üç ayda 55 şehit verdik. 15 Ağustos ile Ekim ayı terör olaylarının artış gösterdiği bir süreçtir. Buna rağmen, terör belasından kurtulmak adına Kuzey Irak’a dış güçler nedeniyle giremeyen Türk Ordusu Suriye sınırında yığınak yapmaktadır. Sorarım size; Siz Kuzey Irak’a giremezken, Suriye’ye nasıl girebilirsiniz? Hangi irade sizi Suriye’ye gönderiyor? Sizi Suriye’ye gönderen irade, Türkiye’nin çıkarı olan Kuzey Irak’a girmenize neden izin vermiyor? Bu soruları sormak, Türk halkının en doğal hakkıdır. Bana göre ordu Suriye’ye girmemelidir. Genel Kurmay Başkanı da Suriye’ye girme konusunda ısrarcı olanlara karşı tavrını ortaya koymalı yada istifa etmelidir. Çünkü Türkiye’nin önceliği Kuzey Irak’a girmek ve oradaki PKK kamplarını bertaraf etmektir” ifadelerini kullandı.
Suriye meselesinin BOP’un Kuzey Irak’ta kurulan sözde devlete Akdeniz’de kapı açmanın bir senaryosu olduğunun altını çizen Özbek, “Türkiye’nin bir Kandil’i vardı. Ramazan ayında Suriye ile birlikte yeni bir Kandil’i daha oldu. Kandilimiz hayırlı olsun” diyerek espri yapmayı da ihmal etmedi.

“EGE’DE TÜRKİYE’YE AİT ÜÇ ADA YUNANİSTAN TARAFINDAN İŞGAL EDİLMİŞTİR”
Türk Ordusunun Suriye topraklarına girmesi halinde, karşısında Rusya, Çin ve İran güçlerini görebileceğinde endişeli olduğunu kaydeden Özbek, “Başka bir şeyde mesela Yunanistan, 2004 yılına kadar tamamen bize ait olan, bizim vatandaşlarımızın gidip balık avladığı, piknik yaptığı; Ege denizinde ki Eşek Adası, Bulamaç Adası ve Nergiscik Adası ne oldu da Yunan vatandaşlarının işgali altında kaldı? Yetmedi, bu adalara 2008 yılında Yunan Genelkurmay Başkanı gidip ziyaret bile edebildi. O halde Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere, ‘Bu ülkede bir iktidar boşluğu mu var’ diye sormak lazımdır. Böyle bir şey olabilir mi? Yunanistan bize ait 3 adayı işgal ediyor sesimiz çıkmıyor, Kuzey Irak’a giremiyoruz sesimiz çıkmıyor ama kalkıyoruz diyoruz ki; ‘Suriye’ye ileri demokrasiyi getireceğiz’ Peki bu nasıl olacak?” diye sordu. Bütün olayların Diyarbakır’da ki İncirlik Üssü’nden komuta edildiğine dikkat çeken Özbek, “İncirlik; her yönden Suriye’ye yapılabilecek olası harekatın merkezi haline getirilmiş durumdadır. Bundan birkaç yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin ortakları, Suriye ile ilgili operasyon merkezinin kurulmasıyla ilgili verdiğimiz teklife, Amerikalılar, ‘Böyle bir merkez kurmaya gerek yok. Nasıl olsa Türkiye var’ yanıtını vermişti. Bu noktadan yola çıktığımızda, İncirlik Üssünün ikili anlaşmalar dışında kullanıldığını net olarak görebiliyoruz. Ortadoğu’da BOP ile ilgili ABD hangi ülkeyi gözüne kestirmişse, İncirlik Üssü’nü kullanabiliyor. Türkiye’de buna muhalefet çok zayıf olduğu için sesini çıkamıyor” şeklinde konuştu.

"SURİYE BUNUN BEDELİNİ ÖDEMELİ"
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetiminde zafiyet olduğunu kaydeden Osman Özbek, Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen uçakla ilgili olarak da, “Suriye bunun bedelini ödemelidir. Ancak bunun bedeli; aynı uçakta şehit olan pilotun babasının söylediği gibi, ‘Suriye’ye savaş açmak’ değildir. Özür dileyerek, tazminat ödeyerek Suriye bu bedeli ödemelidir. Ancak bu noktada bir başka soru da; Neden o uçağın Suriye’ye gönderildiğidir? O uçak, Suriye’ye emperyal ülkelerin istekleri doğrultusunda, gerilimi tırmandırmak için düşürüleceği bile bile gönderilmiştir. Bugün Türkiye, astronot olma kapasitesindeki en seçkin bir yüzbaşı pilotu ile yanında ki bir teğmeni, oradaki angajman kurallarının değiştiği bölgede, ama keşif amaçlı, ama eğitim amaçlı bahaneleriyle bile bile ölüme göndermek bir cinayettir” diye konuştu.

“CABER KALESİ TÜRK TOPRAĞIDIR, İSYANCILARDAN KURTARILMALIDIR”
Türk uçağının, Suriye toprakları üzerinde ya da dışında vurulmuş olmasının kendisi için bir anlam ifade etmediğini belirten Özbek, “Benim uçağımı Suriye düşürmez. Suriye yönetimi kendi hava sınırının içinde hangi ülkeye ait olursa olsun bir uçak girerse vurma kararı aldığı kesin. Çünkü Suriye içinde bulunduğu koşullarda İsrail’den çekiniyor. ABD’den çekiniyor. Herkesten çekiniyor. ABD’nin uçak gemileri Akdeniz’e gelmiş. Bunu yapacağı belli. Ama tüm bunlar Suriye’nin haklı olduğunu göstermez. Bedelini ödemelidir. Suriye’de bir de Caber Kalesi meselesi var. Orada Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın türbesi ve 11 askerimiz var orada. Şu anda orada isyancıların güçlü olduğu söyleniyor. Caber Kalesi'nin kurtarılması gerekiyor. Çünkü Caber Kalesi Türkiye’nin toprağıdır. Eğer orası elden giderse, Süleymaniye’de ki gibi başımıza çuval geçirilmiş olur” dedi.

“ATABEYLER ÇETESİ ÇÖKTÜĞÜNE GÖRE, ERGENEKON DA ÇÖKMÜŞTÜR”
Silivri olayları olarak adlandırdığı Ergenekon ve Balyoz operasyonları sonucunda Silivri’de tutuklu bulunan komutanların, Atabeyler Çetesi adını taşıyan bazı eski komutan ve düşük rütbeli subaylar tarafından Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a yönelik suikast planına karşın halen daha Silivri’de bulunduğunu anlatan Özbek, “Ancak, Atabeyler Çetesi kısa sürede çökertilmiştir. Bana göre; bu çete çökertildiğine göre Ergenekon meselesi de otomatikman çökmüştür” ifadelerini kullandı.

ÖZBEK, HATAY DÖRTYOL’DAKİ ‘VEKİL OĞLU SKANDALI’ KONUSUNDA İÇİŞLERİ BAKANI VE EMNİYET GENEL MÜDÜRÜNE SESLENDİ
Hatay Dörtyol’da AK Partili Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu’nun polis merkezinde polis teşhis etme yöntemi ile ilgili görüşlerini dile getiren Özbek, “Polis merkezinde sanki bir uyuşturucu şebekesinin yada bir kap kaç çetesinin elemanlarıymış gibi polis memurlarını sıraya dizerek, milletvekilinin oğluna polis memurunu teşhir ettirmek çok acı bir olaydır ve bu olay benim çok içimi acıtmıştır. Silivri olaylarıyla 4 yıldır içimiz kan ağlarken, bugün Türk Polisi’de bu hale getirilmiştir. Polisimize ‘cemaatçi’ ve benzeri yakıştırmalar ise daha da acı olaylardır. Türk Polisine birileri sahip çıkmalıdır. Emniyet Genel Müdürü ile İçişleri Bakanına sesleniyorum. Polis Teşkilatına sahip çıkın” açıklamalarında bulundu.

Editör: TE Bilişim