Ermeni katliamlarından bir tanesinin de Van şehrinde yapıldığını ifade eden Gülbey, “Çeteciler silahsız, savunmasız Müslümanları önlerine katarak sürdü. Halk katliamlara karşı koyamadı. Halk ise köylerdeki çocuklar, yaşlılar ve kadınlardan ibaretti. Halk Van Gölü’ne doğru kaçmaya başladı. Van Gölü'nün kıyılarına geldiklerinde Ermeniler mazlumları kıstırdı. İşte o anda Van ile Akdamar Adası arasında yolcu taşımacılığı yapan vapurlar çaresiz halkın imdadına yetişti. Oysa bu vapurlar Ermeni zenginlerine aitti. Çaresiz halk, 'Denize düşen yılana sarılır' misali hayatlarını kurtarabileceklerini düşünerek vapurlara doluştu. Nereden bilebilirlerdi ki umut ararken umutlarının yok edileceğini ve asıl katliamın bu vapurda başlayacağını. Van Gölü’nün ortalarında, vapurda pusuya yatan Ermeni çeteleri, insafsızca Müslüman çocuklarının tümünü keserek katletti ve göle attı. Van Gölü'nün suları Müslüman kanı ile kırmızıya boyandı. Bu insanlık dışı katliamdan sonra bir de üstüne Müslüman kadınlarına tecavüz etti Ermeni çeteleri. Onları her gün bir daha, bir daha öldürebilmek için Akdamar Adası’nda tutsak ettiler. Bu Müslüman kadınları hayatlarının sonuna kadar tecavüz ve işkencelere maruz kalıdı. Aynı zamanda da bu ada ve kilise onların ibadet yeri, ruhban okulları oldu. Bunun için bu Müslüman kanı ile bulanmış ada katliam adasıdır” ifadelerini kullandı.
İzmir haberleri
Editör: TE Bilişim