Dr. Canatar, her genç kızın ilk aşkının babası olduğunu belirterek, “Kızlar babalarına bambaşka duygularla bağlanırlar, kimseye güvenmedikleri kadar güvenir. Çıkarsız ve karşılıksız olan bu sevginin hesabı kitabı yoktur. Sırtını dağlar kadar sağlam bildiği babasına yaslandığını bilerek yaşamak ve bunun keyfini çıkararak mutlu, huzurlu ve güvende olduğunu bilmek, her genç kızın ruhsal gelişimini etkilemektedir" dedi.
Kız çocuklarının büyüyüp geliştiklerinde ve başka aşklara yelken açtıklarında, bilinç dışında yer alan baba sevgilerinin onları yalnız bırakmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bu sevgiye ve bu sevginin içeriğine göre kendilerine bir erkek seçerler. Seçtikleri erkeklerde geçmişlerinde kalmış olan ve bilinç dışında daha ilk günkü gibi sıcaklığını koruyan baba sevgisi kırıntılarını arar, bulunca huzur bulur; bulamayınca ise huzursuzlaşır ve hırçınlaşırlar. Çünkü bebekken farkındalıkları arttıkça ilk karşı cins olarak babalarını görmüş ve tanımışlardır. Kız çocuklarının babalarıyla kurdukları ilişki; beklenti, hayranlık ve sevgi üzerine gelişmiştir. Bu ilişki, hayatları boyunca, kız çocuklarının tüm seçimlerini etkileyip, seçecekleri erkeklerde bile, kendi babaları gibi örnek bir figür aramalarına yol açar. Şefkat aramaları ve sevgi ihtiyacında olmaları da bu yüzdendir."
RAKİBİ ANNELERİ
Canatar, kız çocuklarının, babaya ulaşmak ve onun sevgisini kazanmak için annelerini rakip olarak gördüklerini belirterek, “3-5 yaşlarını kapsayan bu süreçte, kız çocukları babalarını paylaşamaz, paylaşamadıkları gibi sahiplenirler de. Fallik dürtülerin baskısıyla, bu yaş dönemindeki kızlar yetişkinlerin cinsellik arzusu gibi olmayan, çok daha masum, çocuksu ve ‘fallik bağ’ adını verdiğimiz bağ ile babalarına bağlanırlar. Hatta babalarıyla evlenmek istediklerini söyler” dedi.
"Fallik” dönemin sonunda kız çocuklarının, babalarına karşı hissettikleri arzuları bastırdığını ve fallik bağlarını çözdüğünü belirten Canatar, şunları söyledi:
“Çünkü babaya duyulan arzu, annenin sevgisini kaybetme korkusuna yenik düşer. Kız çocuk, anne sevgisini kaybetmemek ve anneyle sağlıklı bir özdeşim kurmak için babasına karşı duyduğu fallik bağdan vazgeçmek zorundadır. Böylece çocuk toplumsal, kültürel düzene girmiş olur ve ensest yasağını içselleştirir.”
Kızların babaları ile aralarındaki ilişkinin sınırlarının belli bir çizgide korunması gerektiğini öneren Canatar, “Genç bir kızın babasını dudaktan öpmesi, bilinç dışında var olan karışık duyguların ortaya çıkmasına ve cinsel hayatı üzerinde hatalı kodlamalara yol açabilir. Bu nedenle, baba-kız arasındaki paylaşımların sınırlarına özen göstermek gerekiyor" dedi.
Dr. Canatar , "12-18 yaş dönemini kapsayan ergenlik döneminde ise baba-kız arasındaki yakınlaşmaların ve "dudak dudağa öpüşme, birlikte banyo yapma, beraber sarılarak uyuma" gibi yetişkin cinselliğini çağrıştıran, garip, tehlikeli ve içselleştirilemeyecek görüntülerden ve davranışlardan uzak durulmasının önemine de dikkati çekti. Hem baba hem de kız çocuğu için bu tür uygunsuz yakınlaşmaların bilinç dışında yer alan ensestiyöz duyguları harekete geçirebileceğini vurgulayan Canatar, “Bilinç dışından kaynaklanan cinsel davranışlar, rastlantısal içerikli temaslar ve babanın kızının bedenine olan aşırı ilgisi, baba-kız arasındaki sınırların bulanıklaşmasına yol açabilir" dedi.
İzmir Haber
Editör: TE Bilişim