Deniz Akkaya'ya 4 ay 27 gün hapis cezası Deniz Akkaya'ya 4 ay 27 gün hapis cezası
Mahkemenin gerekçeli kararında İbrahim Tatlıses’i öldürme talimatını, PKK yöneticileri oldukları belirtilen "Hoca" lakaplı şahıs ile aracılık yapan bir kişinin verdiği, ancak bu kişilerin yakalanamadıkları ifade edildi. Tatlıses’in uğradığı silahlı saldırı davası 29 Mart’ta karara bağlanmıştı. Mahkeme azmettirici olduğu iddia edilen Abdullah Uçmak’ı 36,5 yıl saldırının tetikçisi Ersin Altun’u ise 30 yıl hapisle cezalandırmıştı. Dava kapsamında yargılanan diğer 10 sanığı da çeşitli hapis cezalarına çarptıran İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme hazırladığı 156 sayfalık gerekçeli kararda İbrahim Tatlıses’le ilgili 8 Ağustos 2012 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun hazırladığı rapora yer verdi. Rapora göre, ateşli silah yaralanmasının, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, etkisinin basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı da gerekçeli kararda anlatıldı. Kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarına etkisinin ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilen rapordaki, “Muayenesinde alın sağ kısmında tespit edilen deforme görünümün belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine göre yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, dava konusu olaya bağlı geliştiği belirlenen sol hemiparezi ile karakterize nörolojik tablonun iyileşmesi olanağı bulunmayan hastalık niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir” ifadeleri de kararda yer aldı.
AK PARTİ’YE YAKINLAŞINCA, SALDIRI DÜZENLENDİ

Cezaevinden çıkan Abdullah Uçmak’ın silah ve para ihtiyacını gidermek için arayışlara girdiği, Abdullah Uçmak’ın suça azmettirdiği Ersin Altun ve Yunus Ayık’a para vaadinde bulunduğu, cezaevinden çıktıktan sonra parası olmadığı halde maddi ve teknik destek almadan bu eylemi gerçekleştiremeyeceğinden cezaevine girmeden önceki imajını kullanarak reklamını yaptığı ifade edildi. İbrahim Tatlıses’in Beyaz TV’de “İbo Show“ programına başlamasıyla birlikte AK Parti’den milletvekili adayı olacağının basında konuşulduğu, saldırı sonrası da aynı partiden milletvekili adaylığının tekrar güncelliğini koruduğu, dijital veriler, mail ve diğer deliller ile İbrahim Tatlıses’in Ak Parti ile yakınlaşması nedeniyle Beyaz TV’deki programından çıkışında ona yönelik saldırı düzenlendiğinin anlaşıldığı da kaydedildi.

Ancak örgüt üyesi olan Avukat Ruhşen Mahmutoğlu’nun PKK/KONGRA-GEL terör örgütü adına İbrahim Tatlıses’in öldürülmesi talimatını Abdullah Uçmak’a bizzat verdiğine, para pazarlığı ve transferi yaptığına ilişkin somut deliller olmadığı kararda belirtildi. Ancak Abdullah Uçmak’a İbrahim Tatlıses’i öldürme talimatını PKK yöneticileri oldukları belirtilen Hoca lakaplı kişi ile aracılık yapan bir kişinin verdiğinin anlaşıldığı, bu kişilerin kimliklerinin tespit edilerek yakalanamadıkları haklarındaki soruşturmanın sürdüğü de kararda anlatıldı.

UÇMAK-TATLISES HUSUMETİNİ KAMUOYU BİLE BİLİYOR

Gerekçeli kararın “Ulaşılan kanaat” başlıklı bölümünde “Abdullah Uçmak ile İbrahim Tatlıses’in 1998 ve 2003 tarihleri arasında husumetleri olduğunun TV programları, basın ve Abdullah Uçmak hakkındaki mahkeme kararlarına da yansıdığı, husumetten kamuoyunun haberdar olduğu” vurgulandı. İntikam için İbrahim Tatlıses’i öldürmek isteyen Abdullah Uçmak’ın cezaevinden çıktıktan sonra bünyesi hassas olduğundan bir süre planını uygulamaya koymak için beklediği belirtilen kararda, Uçmak’ın tek başına hareket etmek yerine, kendisine yeni bir örgüt oluşturmayı uygun gördüğü, sanığın İbrahim Tatlıses’i öldürmek için Kandıra cezaevinde tanıdığı hırsızlık suçlarından sabıkalı sanık Ersin Altun’u bizzat Balıkesir’den İstanbul’a getirdiği ifade edildi.

Adli Tıp raporuna göre sanıklar Abdullah Uçmak, Ersin Altun ve Yunus Ayık tarafından, İbrahim Tatlıses’e karşı yapılan eylemin kasten adam öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerektiği ifade edilen gerekçeli kararda Altun ve Ayık’ın Abdullah Uçmak’ın talimatı doğrultusunda kalaşnikof kullanmayı da öğrenerek İbrahim Tatlıses’i öldürmeyi amaçladıkları belirtildi.

Abdullah Uçmak’ın Kandıra Cezaevi’nden tanıdığı kişiler olan örgüt suçlamasıyla yargılanan Süleyman Özgen’le birlikte, yine örgüt suçundan yargılanan Alaattin Çakıcı ile avukatı aracılığıyla zaman zaman haberleştiği de kaydedildi. Hatta Alaattin Çakıcı’nın "İleriki aylarda çabuk kendisini toparlamasını, Mart’tan sonra göndereceği şeyle kendisini taşıyabileceğini" ona avukatıyla ilettiği de ifade edilen kararda, sanık Abdullah Uçmak’ın yine örgüt suçundan yargılanan A. Cabbar Kibaroğlu ile de hemşehri olarak mektuplaştığına dikkat çekildi.

Kararda ayrıca Abdullah Uçmak’ın örgütlü suçlardan sabıkalı kişilerle genel olarak görüşen bir kişi olduğu, ancak atılı suçlar bakımından bu kişilerle birlikte hareket ettiği ve irtibatlı olduğu yönünde somut bir delil bulunmadığı da belirtildi.

Editör: TE Bilişim