Oruç tutarken vücut uzun süre susuz kalacağı için iftar ve sahur arasında bol su içmeye özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Dinç, “Günde en az 2-2,5 litre su içilmeli. Havaların sıcak olması sebebiyle vücuttan su kaybının yanı sıra tuz kaybı da artıyor. Tuzlu ayran sıvı- elektrolit dengesinin sağlanması açısından önemli bir tamamlayıcı olabilir. İftar sofralarında çeşitlilik ve bolluk yemek kültürümüz açısından en belirgin özellik olmakla birlikte iftarda yemeğe önce hafif, az yağlı gıdalarla başlamak, sindirim sorunlarına yol açmayı engellemek adına uygun bir davranış biçimi olacak. Bunun için iftara önce su ve çorba ile başlanarak, kısa bir süre ara verildikten sonra etli sebze yemeği, salata, cacık, yoğurt, meyve gibi yiyeceklerle devam edilmesi uygun olacak” diye konuştu.
“MEYVE VE BOL SIVI TÜKETİN”
Dinç, iftar yemeğinin yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde iyi çiğnenerek yenmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“İftarda acele edilmemelidir. Ramazan ayında öğün tüketim sıklığındaki azalma, yetersiz sıvı tüketimi ve buna bağlı olarak metabolizma hızının yavaşlaması sonucu kabızlık problemi sıklıkla ortaya çıkabilmektedir. Bunu önlemek için iftardan sonra yapılacak ara öğünlerde meyve ve bol sıvı tüketimine dikkat edilmelidir. Özellikle iftar vaktine yaklaşılan saatlerde kan şekerinin de iyice düşmesi ile birlikte tatlı yeme ihtiyacı kaçınılmaz. Bununla birlikte hem kan şekerindeki ani düşüş ve yükselmeleri hem de aşırı enerji alımını önlemek için özellikle sütlü tatlılar tercih edilmeli, gidilen davetlerde şerbetli tatlı ikram edilmesi durumunda küçük miktarlarda tadına bakılması, aşırıya kaçılmaması sağlık açısından faydalı olacaktır.”
İzmir Haber
Editör: TE Bilişim