“İçim acıyor. İstanbul Üniversitesi Türkiye’nin en uzun geçmişe sahip, bugüne dek yüz binlerce değeri yetiştirmiş, gerçekten büyük bir kurum. Ne yazık ki son 30 yıldır en iyimser ve kayırıcı bir dille söyleyecek olursak 'yerinde sayıyor'! Bugün bulunduğu yer, potansiyeline baktığınız zaman, üzülerek söylüyorum, olması gereken, olmayı hak ettiği, sıkı bir çaba ve akılcı, vizyoner bir planlamayla olmayı hak edeceği yer değil. Onun hayli altında. Buna isyan ediyorum. Rektörlüğe aday olmamın, talip olmamın tek nedeni bu. İstanbul Üniversitesini kendisine yakışır bir konuma yeniden yükseltmek.”
“Küresel eğilimlere uygun bir eğitim, katılımcı, paylaşımcı, şeffaf bir yönetim oluşturmak ilk hedefimiz” diyen Prof. Dr. İbrahim Keleş, “Çünkü anca böyle bir yönetim yapısı ile; engelsiz, özgür, akademik, idarî ve malî özerkliği olan bir üniversite yapısına sahip olmakla hedeflediğimiz 'küresel düzeyde yüksek kaliteli bir eğitim ve bilim merkezi olma' ülkümüze yönelebiliriz. Ben bu hedefin, bu ülkünün her kesimden destek göreceğine güveniyorum. Çünkü küresel düzeyde üst sıralarda yeri olan bir İstanbul Üniversitesi’nin inşası için bu güvenle 'İstanbul Üniversitesi hepimizin' sloganıyla rektörlüğe aday oldum. İstanbul Üniversitesi’nin geleceğine güveniyorum; Türkiye’nin geleceğine güveniyorum, kendime güveniyorum. Hizmet yarışı ve görev bilinci içinde olan, iyi, doğru ve dürüst insanlarımızın bir araya gelerek güç birliği yapacaklarına güveniyorum” diye konuştu.
İzmir Haber
Editör: TE Bilişim