İzmir Atatürk'ün İzinde.. İzmir Atatürk'ün İzinde..
Bu adalet tanımayan yasayla kentsel dönüşüm yapılmaz. Sadece vatandaşın malı gasp edilir. Herkesin gücü vardır ama Allah’tan sonra ikinci güç halkındır. Halkın gücünün önünde kimse duramaz. Ağaya, paşaya değil halka hesap vereceksiniz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ağustos ayı olağan meclis toplantısı gergin geçti. AK Parti Grup Başkan Vekili Bilal Doğan’ın geçtiğimiz hafta yaşanan aşırı yağışlar ve sonrasında bazı bölgelerde yaşanan selle ilgili sözlerine tepki gösteren Başkan Aziz Kocoğlu, “Diğer büyük illerimizde de birçok felaketler yaşandı. Kimse bunun yaşanmasını istemez. Hem İstanbul’da, hem Ankara’da yaşandığında hiçbir zaman siyasi malzeme yapmak gibi etiksizliğe itibar etmedim. Etmem de… Felaket yaşanınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i aradım. Bu bizim insanlık görevimiz. Ege Bölgesi’nde en büyük araç filosuna sahip arama kurtarma ekibi olan belediyeyiz. Bunlar ayrı şeyler. Bizim ciğerimiz yandı. Başımız sağ olsun. İki sene önce İstanbul’da 9 kişi hayatını kaybetti. Biz siyasi malzeme yaptık mı? Afetten, olumsuzluktan, insan canından, sağlığından, kanından siyaset yapılmaz. En önemlisi ayıptır, günahtır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1994 yılından beri kimin elinde? İstanbul’un altyapı sorunları bitti mi? Afet ile dalga geçilmez. Siyaset yapılmaz. Çıkıp ‘Allah kimseye vermesin’ denilir. Bunlar siyasetin seviyesini düşürmekten öte vicdani sızlayan insanların yapacağı işler değildir. Önce insan olacağız, elimizi vicdanımıza koyacağız. Bu siyaset değil. Siyaset adam gibi, adil, etik değerlere sadık kalınarak yapılır. Bunun yapılması sizi de, meclisi de, memleketi de yüceltir. Böyle siyaset bize bir şey yapmaz. Bize niye yapmaz biliyor musunuz? Biz bunların hiç birisine 11 yıldır tenezzül etmedik. Edilmez de… Bunu da böyle bilin!” diye konuştu.
AK Parti’li üyelerin metro ve kentsel dönüşüm ile ilgili sorularını da yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece geciken proje İzmir’in metrosu değildir. Ankara-Eskişehir hattı üzerinde 5 kere tarih değişti. Sonunda ne derseniz deyin, nasıl yaparsanız yapın, nasıl konuşursanız konuşun ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, hükümet koridorlarında gezip ‘ben metroyu yapamıyorum’ diyerek dosyaları Ulaştırma Bakanlığı’na bırakmamıştır. ‘Ben başladığım işi sonuna kadar götürürüm’ deyip metroyu gecikmesiyle, öz kaynaklarıyla açmış, İzmir halkının hizmetine sunmuştur. Kıskanmayalım.”
“Kadifekale heyelan bölgesindeki 2508 konutu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gücüyle alıp TOKİ’nin yaptığı Uzundere’deki konutlara taşıdık. TOKİ protokol gereği bize 1870 tane konut verecekti. Biz de ağaçlandırılacak alanın tapusunu verecektik. Protokol dosyada duruyor. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar sağ. Allah uzun ömür versin.

Beni çağırarak burasının değerinin olmadığını, konutları vermeyeceklerini söylediler. Gittik oturduk, projeyi yarım bırakamayız. Onların vereceği daireleri biz 75 milyon TL’ye satın aldık. Hükümetin elinden bir kuruş para çıkmadı.

Burayı belediye kaynakları ile yaptık. Hiç kimsenin burnunu kanatmadan, rantını kentliye vererek çözdük. Bunun kent dönüşümü mü rant dönüşümü mü olduğunu, sizin anladığınız kentsel dönüşümü ile Sulukule’de Fikirtepe’deki gibi, ne anlama geldiğini düşünün! Bayraklı’da her türlü çalışma yapıldı; planı da var programı da var. Bayraklı’da bir toplantı yaptık. Sunum ile anlattık. Toplam 60 hektarlık alandaki paylaşımlar hazırdır. İhaleye çıkılmıştır. Sunumdan sonra eski AK Parti İlçe Başkanı arkadaş ‘abi sunumdan etkilendim, destek veririz, bu proje gerçekleşir, güzel bir şey yapılır’ dedi. Biz de teşekkür ettik. Ama bir hafta sonra ‘biz yapacağız’ diye çıktılar. Neyse olmadı. Uzlaşma görüşmelerine devam ediyoruz. Bizim orada vereceğimiz, alacağımız, yapacağımız şey bellidir. Kartlarımız açıktır.”

Konuşmasında kent dönüşümü ile ilgili yasayı da eleştiren Başkan Kocaoğlu, Konak Tüneli yapımına da değindi. Kocaoğlu, “Konak Tüneli’nin üstünü müteahhide gece yarısı toplatamazsınız. Müteahhidin gece yarısı bina toplama hakkı yoktur. Damlacık’ta kamulaştırma yapmak kamunun görevidir. Böyle bir hak yoktur. Bunu biz Konak Belediye Başkanımız Sema Pektaş ile birlikte dile getirdikten sonra Karayolları devreye girdi. Kamu idaresi ‘müteahhitle görüşün’ diye şahıslara yazı yazamaz.

Devlette böyle sistemsizlik yoktur. Bunlar yanlış işlerdir. 6306 sayılı yasayla ‘kent dönüşümü yapacağım’ diye Çevre Şehircilik Müdürlüğü dışında bir müdürlük kurup altı ay sonra da pılı pırtıyı toplayıp gitmek ve kent dönüşümünden vazgeçmek sizin işinizdir. Bu adalet tanımayan yasayla kentsel dönüşüm yapılmaz. Sadece vatandaşın malı gasp edilir. Hangi hukukçuya sorarsanız sorun olmaz. Bizim kentsel dönüşüm mantığımız uzlaşmaya dayalıdır.

Toplumun uzlaşmaya ihtiyacı vardır. Bizim kentsel dönüşüm projelerimiz Uzundere’de, Bayraklı’da, Aktepe-Emrez’de, Ballıkuyu, Örnekköy’de ve Ege Mahallesi’nde başlayacak. Çünkü bizim dayandığımız nokta adalettir. Laf kalabalığına getirerek, güneşi balçıkla sıvayarak, yanlışı doğru gibi her gün tekrarlayarak bir noktaya varıyormuş gibi görünebilirsiniz ama varamazsınız. Doğrunun kalesi yıkılmaz. Doğru sallanır ama devrilmez. Bizim başımızdan ne geçtiğini 7 yaşındaki çocuk bile artık biliyor. Biz kente olan sevgimiz, yüreğimizle, bu kentliye olan aşkımızla, sevgimizle bir proje daha gerçekleştirmek bir iş daha yapmak, lokmasını büyütmek için canhıraş bir şekilde çalışıyoruz. Haksız para bize lazım değil. Bayraklı’da rant varsa rantın tamamını orada oturan halk alacak. Gümüşpala’da ‘dönüşüm’ bölgesi ilan edildi.

Cennetçeşme’de kentsel dönüşüm alanının her şeyi ilan edilmişti. Yeni yasaya göre ‘riskli alan’ ilan edildi ama elimizden alındı. Bize orayı geri verin! Şimdi ne oldu? Hiçbir şeye dokunamadan gittiler. Bu ceberut yasa ile olmaz. Herkesin gücü vardır ama Allah’tan sonra ikinci güç halkındır. Halkın gücünün önünde kimse duramaz. Ağaya, paşaya değil halka hesap vereceksiniz” dedi.

Editör: TE Bilişim