Kurşun Fabrikası’nın taşınmasına karşın, insanların alanda bıraktığı zehri soluduğunu söyleyen ve “bu ölüm çukurunu kaldırmak devletin görevidir” diyen Fikret Kar, şöyle konuştu: “Bu araştırmayı yaptık çünkü, halktaki yansımaları önemliydi ve elde hiç veri yoktu. Gördük ki; ciddi sağlık sorunları yaşanıyor. Halk devletten çözüm bekliyor. Bu araştırmayla, bölge halkının buradaki sorunun farkında olduğunu ve çaresizliğini ortaya çıkarmış olduk.Yaşadıkları sağlık sorunları had safhada ve elleri kolları bağlı. Evlerini de bırakıp gidemiyorlar.”
Bu tehdidi ortadan kaldırmak için belediyelerin yetki ve yaptırımlarının olmadığını söyleyen Kar; sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkın büyük oranda devleti sorumlu tuttuğunu öğrenmiş olduk. Büyükşehir belediyemiz, üniversitelerimiz gereğini yapıyor ve söylüyor. Söz bu araştırmayla birlikte, halkta ve devlette. İnsanlar umutsuzluğa kapılmış. Acilen ayrıntılı sağlık taraması yapılması elzem hale gelmiş durumda. TAEK ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı göreve davet ediyorum.”
İŞTE İNTEGRAL'IN DEĞERLENDİRMESİ
İntegral Araştırma Şirketi adına araştırmayı değerlendiren Genel Müdür Feride Adıgüzel, yapılan yüz yüze ve derinlemesine görüşmelerde halkın kurşun fabrikası ile ilgili sahip olduğu bilgilerin birçoğunun belgelenebilir olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Bazı belgelerin, belli kurumlarda bulunduğunu belirten Adıgüzel; 'Son 15 yıldır' ifadesinin yoğun kullanılmasını dikkat çekici bulduklarını belirtti.
Kurşun fabrikasının bulunduğu bölgenin “Gelişmemişlik” kriterlerinin tamamına yakınını içinde barındırdığını söyleyen Feride Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti: “Bölgenin en önemli sorunu iş olduğundan yakınlarındaki fabrika gibi yerleri, 'ekmek kapısı' olarak görmektedirler. Bölge halkının 70 yıl faaliyet gösteren fabrikanın zararları ve yaşadıkları sağlık sorunlarını son yıllarda tartışıyor olmaları da ekonomik anlamda fayda görmediklerini ortaya koyan önemli bir veridir. Burada yaşayan insanlar öteki görüldüklerini bu araştırmayla ortaya koymuştur. Bu çevre faciasının sorumluları olan devlet kurumları sorun çözmek yerine ceza keserek sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır. Oysa bu facia ile iç içe yaşayan halk, sorunun tamamen ortadan kaldırılmasını beklemektedir. Kesilen hiçbir ceza var olan ve yeni yeşeren hayatların bedelini ödemeye yetmeyecektir. ”
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
Fabrikanın bulunduğu Emrez ve Aktepe mahalleleri başta olmak üzere; Gaziemir’de; 1350 denekle anket yöntemi ve 56 derinlemesine görüşme ile yapılan araştırmanın sonuçları:
"Eski kurşun fabrikasının radyasyon yaydığını biliyor musunuz? Size zarar veriyor mu? Ne gibi sağlık sorunları yaşıyorsunuz? Sizce bunların fabrikayla ilgisi var mı? Sizce sorunun çözüm mercii neresi?’ gibi soruların yöneltildiği araştırmada; Halkın; yüzde 65 oranında kurşun fabrikası ve yaydığı radyasyon tehdidinden haberdar olduğu; bu oranın Aktepe Mahallesi’nde yüzde 81, Emrez’de yüzde 84; Sevgi Mahallesi’nde yüzde 70 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Fabrika alanından uzaklaşıldıkça farkındalığın azaldığı görülmüştür.
"Kurşun fabrikası sizce size zarar veriyor mu?’ sorusu yöneltildiğinde; yüzde 40.4 oranında “Evet” yanıtı alınırken, yüzde 5.2 oranında “Kısmen” yanıtı alındı. Halkın neredeyse yarısını, fikri olmayanlarla zarar görmüyorum diyenler oluşturdu. Burada da yine Emrez ve Aktepe mahallelerinden ağırlıklı olarak “Evet” yanıtı alındı. Sağlık sorunları yaşayanların yüzde 35.1’i; bunu fabrikadaki alandan yayılan zehre bağlarken; yüzde 9’u “Kısmen”, geriye kalan kesim ise “fikrim yok” ve “hayır” demiştir. Emrez Mahallesi yaşayanlarının sağlık sorunları konusundaki fabrika farkındalığı yüzde 64’tür."
EN YÜKSEK ORAN KANSER
Kurşun fabrikasından zarar gördüğünü söyleyenlere; ne tür sağlık sorunları yaşadıkları sorulduğunda ilk sırayı yüzde 33 ile kanser aldı. Derinlemesine yapılan görüşmelerde alınan ; ‘Yakınım kanserden öldü’, ‘Komşum, kızım, yakınım kanserden öldü’, ‘kan, cilt, kemik, meme, akciğer, böbrek kanseri, nefes darlığı oldum, oldular’, ‘buraya taşındıktan sonra kanser oldum, oldular’, ‘birkaç yıl öncesine kadar kokudan durulmuyordu’, ‘fabrikanın yanındaki 196 sokakta çok kanser hastası var’, 'mahallemde 29 kanser hastası biliyorum’ yanıtları oldukça çarpıcıdır.
Kanseri yüzde 27.9 ile “kötü koku ve duman” izlemektedir. Bu başlıkta yapılan derinlemesine görüşmelerde ‘kimyasal, zehir gibi, acımsı bir koku ve duman soluyoruz’, ‘naylon kokusuna benziyor’, ‘is gibi, sis gibi bir duman çıkıyor’, ‘maskesiz sokağa çıkamadık’, ‘çocuklarımız sürekli hasta’, 'Pencerelerimiz sürekli siyah is oluyor’, 'rüzgar estiği zaman dışarıda oturamıyoruz’, ‘mermerlerin üstü sararıyor ve çıkmıyor’ gibi yanıtlar geldi.
Geriye kalan yüzde 48.5’i ise “astım, bronşit, nefes darlığı”, “düşük ve ölü doğumlar”, “göz problemleri” oluşturmaktadır. Yine derinlemesine görüşmelerde; ‘komşularım bebeklerini düşürdü’, ‘babam gözünü kaybetti’, ‘durup dururken sağ gözüm kör oldu, 'çocuğumun gözünde sorun çıktı’, ‘fabrikaya yakınız, kızım özürlü doğdu’, ‘mahallemde bir kız çocuğu özürlü doğdu’, 'Sürekli dilekçe veriyoruz, şikayet ediyoruz ama sonuç alamıyoruz’,’yaklaşık 15 yıldır sağlık sorunlarımız arttı’, ‘Fabrikada çalıştım, kurşun yıkanınca su, kanalizasyona, denize gidiyordu. Astım olduk’ gibi yanıtlar verilmiştir.
"HÜKÜMET DUR DEMELİ"
Süreç içinde, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından radyasyon tespiti yapılmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alanın 500m yakınından su kullanmayın uyarısında bulunmuştur. Aynı bakanlık, daha sonra zehrin alanla sınırlı olduğunu söylemiş, kamuoyu oluşmasına karşılık da fabrikaya, rekor çevre cezası uygulamıştır. Ancak, sorun halen ortadadır ve tehdidini sürdürmektedir.
Yapılan araştırmada, sorunun çözüm noktası sorulduğunda; katılımcıların yüzde 40.2’sinden ‘Hükümet’ yanıtı geldi, yüzde 60’ı değişik ve neredeyse eşit oranlarda; ‘Hepsi birlikte çözsün’, ‘Belediyeler çözsün’, ‘Bakanlık çözsün’ ve ‘Kimse çözemez ’ yanıtlarını verdi.
Editör: TE Bilişim