Ne yazık ki dürüst siyaset yapılmıyor. İzmirlilere doğruyu söyle başkan. 10 yıldır İzmir’e hangi hizmeti yaptın onu söyle. Yapamadıklarını, yapmadıklarını anlat. Dürüst davran. Belediyecilik kaldırım yenilemek, yolları asfaltlamak değil. Bunuda doğru dürüst yaptığınızı söylemek mümkün değil.”
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, yerel yöneticiliğin, şehirde yaşayan insanların her türlü derdiyle dertlenen, onların işiten kulağı, gören gözü olmak anlamına geldiğini belirterek “Yerel yöneticilik, seçim zamanları gelip bir takım vaatler verip bir dahaki seçime kadar ortalıktan kaybolmak demek değildir. Yerel yöneticilik zor ve zahmetli bir iştir” diye konuştu.
İZMİR TÜRKİYE'NİN LOKOMOTİFİ OLABİLİR
Binali Yıldırım, Kordon esnafı ile biraraya geldi. Toplantıya, Karabağlar Belediye Başkan Adayı Necip Kalkan ve Konak Belediye Başkanı İlknur Denizli ile birlikte katılan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir şehir, o şehirde yaşayan insanlara benzer. Aynaya baktığınızda yüzünüzü nasıl görmek istiyorsanız şehre baktığınızda onu görmelisiniz. Bu anlamda İzmir'e baktığında kimse memnun olmuyor.
Uykusuz, yüzü şişmiş bir yüze bakınca memnun olmadığımız gibi bu İzmir'e bakınca da memnun olmuyoruz. İzmir'e layık bir yüz değil bu. Ne yazık ki yapılması gerekenler yapılmamış. Önümüzde önemli bir fırsat var. Bu fırsatı değerlendirebiliriz. İzmir'i bu ülkenin lokomotifi haline getirebiliriz.”
İzmir'in ilklerin şehri olduğunu, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki İzmir'in Türkiye'ye ihracatı öğreten, iktisat politikalarının kararlarının alındığı, Türkiye'ye fuarcılığı getiren bir şehir olduğuna dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi; “İzmir'in Türkiye ekonomisine olan katkısı yüzde 25 azaldı.
İhracatta dördüncü sıraya geriledi. İmarsız, sağlıksız yapılaşmada başı çekiyor. Kimsenin hayal etmediği bir İzmir var. İzmir daha fazlasını yapabilecek potansiyele sahip. İklimi, doğası ve bereketli toprakları olan bir kentte bunu yapabiliriz. İzmir'de yerel irade, yerel üretimler, son 10 yılda ortaya kalıcı bir hizmet bırakmadı.
Biz sokaklarda gezerken 'İzmir koca bir köy oldu, bizi kurtarın' dediklerinde alınıyorlar. Bunu ben demiyorum ama bundan rahatsız oluyorsan kabahati kendinde ara. Vatandaş gördüğünü söylüyor. Yağmur yağdığında göller içerisinde kalan itfaiye aracını görüyor. Geçekler acı oluyor. Böyle bir İzmir'de İzmirlileri yaşatmak, böyle bir İzmir'e İzmirlileri razı olmaya zorlamak hiç kimsenin hakkı değil.”
DÜRÜST SİYASET YAPILMIYOR
Hayat tarzına müdahale dedikodusuyla dürüst siyaset yapılmadığını kaydeden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Her insanın istediği gibi konuşma, giyinme, istediği gibi yaşam hakkı var. Hal böyleyken, bir takım dedikodular çıkararak insanları baskı altında tutmak dürüst siyaset değildir. İzmirlinin istediği şey önünün açılması, tekrar hak ettiği yere gelmesidir, Akdeniz'in incisi olmasıdır."
İzmir'in ürettiği ekonomik değerin azaldığını kaydeden Yıldırım, belediyeciliğin sadece kaldırımları yenilemek olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Belediyecilik sadece kaldırımları yenilemek, meydanları düzenlemek, çöpleri almak, yolları asfaltlamak olarak görmek değildir.
Üstelik bunları bile doğru düzgün yapamıyorlar. Belediyecilik, o şehirde yaşayan insanların her türlü derdiyle dertlenen onların işiten kulağı gören gözü olmak demektir. Yoksa seçim zamanları gelip bir takım vaatler verip sonra ortalıktan kaybolmak demek değildir. Yerel yöneticilik zor ve zahmetli bir iştir."
ŞEHRİN GELECEĞİ KARARTILIYOR
Şehrin 10 yıldır başkanı olan Kocaoğlu'nun millete hesap vermesi gerektiğini anlatan Yıldırım, "35 projenin 18'ine başladık. Denizi kullanma oranı toplu taşıma içinde binde 25. İnsanlar körfezi kullanarak hareket edebiliyor. Egzoz kirliliği, zaman israfı, trafik çilesi yaşanıyor. Bunlar, İzmir'in kaderi değil. Şehrin geleceğini kararttılar, gelişmesinin önüne set çektiler” dedi.
YUMAK OLMUŞ SORUNLARI BİZ AÇARIZ
Binali Yıldırım, Eşrefpaşa semtinde mahalle muhtarları ve muhtar adayları ile de bir araya geldi. Konak Tüneli’nin 1100 metresinin bittiğini geriye 550 metre kaldığını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yılın ortalarında iki tünelden bir iki dakikada geçeceksiniz.
Biz vaad edip yapmayanlardan değiliz. Projelerimizi bir bir yapıyor, açıyoruz. İzmir’de tek bir sorun değil, sorunlar yumağı var. Yumağı da biz açarız merak etmeyin. İzmir’i yönetenler ne yazık ki İzmir’in sorunlarına çare bulmak yerine dikkati başka yere çekmeye çalışıyor.
Gerçekleri görmemek için başka yerlere bakıyorlar. İyi ama kardeşim İzmir ne olacak. İnsanları korkutarak, hayali düşmanlar üreterek, tehdit ve baskılarla kenti hizmetsiz bir yönetime mahkum edemezsiniz. Artık takke düştü kel göründü. İzmir’deki hizmetsiz yaşamın herkes farkına vardı. Gerçekler gün gibi ortada."
Editör: TE Bilişim