Tekniğin genellikle genç bayanlarda uygulandığını söyleyen Copcu, uygulanma şeklinin ise “Genel Anestezi” altında uygulandığını ve operasyonun yaklaşık iki buçuk saat sürdüğünü kaydetti. Copcu, ameliyat sonrasını ise şöyle anlattı:
“Ameliyat sonrası hastalarımızda sadece ‘I’ harfi şeklinde memenin altında bir iz oluyor. Ve memenin çevresinde bir iz oluşuyor. Bu tekniği yüzlerce hastamıza uyguladık ve çok başarılı sonuçlar elde ettik” Ayrıca geliştirdikleri bu teknikle doğal, kişinin kendi dokusundan memeyi büyütmeyi amaçladıklarını da sözlerine ekleyen Copcu, “ Özellikle sarkan memelerde ve çevresel dokuları olan hastalarımızda meme protezine alternatif olarak var olan memeye kendi üzerinde şekil vererek protez varmışçasına kişinin kendi dokularından oluşturuyoruz. Ve böylece hasta daha dik daha güzel daha sağlıklı bir memeye kavuşmuş oluyor. Bu ameliyat tekniğiyle en az komplikasyon oranına sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Ve bu teknikle olabildiğince estetik olabildiğince sağlıklı bir meme yapıyoruz.”
Ayrıca ameliyatı yaparken temel prensiplerinin memenin doğuştan olan tomurcuk şeklini korumak olduğunu söyleyen Copcu , “Memenin iç ve dış kısımdaki fazla olan dokuları atıyoruz böylece meme kanseri ne yakalanma riskini de azaltmış oluyoruz” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilişim