BAŞBAKAN DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 Milletvekili Genel Seçimleri öncesi 5 Haziran tarihinde İzmir'de düzenlediği mitingde, dereleri ve körfezi işaret ederek ''İzmir pis kokuyor'' demiş, CHP'li Büyükşehir belediyesini suçlamıştı. Başbakan'ın bu ifadelerine ise başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Başkan Aziz Kocaoğlu ve CHP'li vekillerden tepkiler yükselmişti. Aradan üç yıl gibi bir süre geçerken, İzmir'de su, altyapı ve kanalizasyondan sorumlu İZSU Genel Müdürlüğü, her yıl Melez, Arap Deresi ve Manda Çayı'nda onlarca iş makinası ve işçinin katıldığı günlerce süren çalışmalarla defalarca temizlik gerçekleştirmesine rağmen, sorun bir türlü çözülemedi. Başkan Aziz Kocaoğlu ise her defasında, ''İnsanlarımız dereleri çöp kovası gibi kullanıyor'' diyerek İzmirliler'i suçladı.
''HER YIL TEKRARLANAN KOKUDAN BIKTIK''
Bölgenin, yoğun şekilde işyerleri ve alışveriş merkezlerinin bulunduğu bir nokta, aynı zamanda da kent içi ulaşım sistemlerinin kesiştiği mevkiide bulunduğunu ifade eden İzmirliler, ''Derelerin bir türlü kalıcı olarak temizlenmemesinden, her yıl yaz başında başlayıp aylarca süren pis koku sorunundan bıktık. Buradan gelip geçemez olduk ama maalesef, metrosu da, otobüs hatları da buradan geçiyor. Özel aracınız bile olsa buradan geçmek zorundasınız. Koku adeta İzmir'in kaderi haline gelmiş durumda. Büyükşehir belediyesi onca imkanına rağmen bu işi neden çözemez bir türlü akıl sır erdiremiyoruz. Her yıl çalışma yapıldığını görüyoruz, ama yine de koku her yıl tekrarlanıyor. Demek ki, çalışmalar kesin çözüme yönelik değil. Eğer öyleyse İzmir'in bu iş için harcanan paralarına yazık oluyor'' dediler.
ESHOT'UN Halkapınar Aktarma Merkezi'nda otobüs beklerken derelerden çevreye yayılan kokular yüzünden zor anlar yaşayan İzmirliler, tepkilerini burunlarını tutarak göstermeye çalıştı.
BİLİMADAMLARI DEFALARCA UYARDI!
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Doğan Yaşar, ağır metaller de barındıran dere kaynaklı kirliliğin, ''Yüzülebilir Körfez'' hedefine darbe vurduğunu ifade ederek, ''İzmir Körfezi kendi kendini temizleyebilen dünyanın ender su yollarından biri. Eğer derelerden körfeze akan kirliliği engellerseniz, başka birşey yapmanıza, milyonlarca lira para harcayarak tarama gemileri almanıza ve işgücü bağlamazına gerek kalmaz. Ama bunu belediye yönetimine ve Aziz Başkan'na bir türlü anlatamadık'' açıklamasını yapmıştı. Profesör Yaşar, derelerin delta ağızlarını temizleyerek bu işin çözülemeyeceğini, asıl sorunun kirletici kaynakların bertaraf edilmesiyle çözümlenebileceğini söyledi. Yaşar, bu iş için Büyükşehir Belediyesi'nin sanayiciler, fabrika sahipleri ve sanayi sitesi yönetimleriyle masaya oturarak, gerekirse arıtma tesislerinin çalıştırılması konusunda maddi destek sağlaması gerektiğini ifade etti. Prof. Yaşar, ''Her yıl temizlik için harcadığınız paraları arıtma tesislerinin yapımı ve çalıştırılması için harcarsanız, sorunu kaynağında kurutursunuz. Yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyorum'' dedi.
''YİNE GÖSTERMELİK TEMİZLİK''
Öte yandan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU, bugünlerde yeni satın alınan amfibik (suda yüzebilen) kepçenin de kullanıldığı, Melez, Manda ve Arap derelerinin denize döküldüğü noktalarda çalışmalar başlatırken, amacın çevreye yayılan kokuları önlemek ve iç körfeze akan kirliliği önlemek olduğu kaydediliyor. Ancak, sadece dere ağızlarında, havzadan gelen kirli suyun önü kesilerek yapılan çalışmanın çözüm olmadığını söyleyen uzmanlar, ''Baraj kurup derenin ağızları temizleniyor ama o toprak barajlar yıkılınca geriden gelen pis sular dereyi yeniden kirletiyor. Kısacası yapılanlar göstermelik temizlikten başka birşey değil'' diye konuştu.
Editör: TE Bilişim