Oyun oynarken otomobilin altında kaldı.. Oyun oynarken otomobilin altında kaldı..
 Binali Yıldırım, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) yerel seçim öncesi yaptığı toplantıya katıldı. Toplantıda Yıldırım'ın yanı sıra AK Parti Konak Belediye Başkan adayı İlknur Denizli ile ESİAD üyeleri yer aldı. Toplantıda konuşma yapan Yıldırım'a, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘Basmane’den Kadifekale’ye teleferik yaparak İzmir’i uçuracağım’ açıklaması hatırlatılarak, ‘Siz İzmir’i nasıl uçuracaksınız?’ diye soruldu.

Yıldırım soruya, “Basmane’den Kadifekale’ye teleferik olmaz. İyi düşünülmemiş bir proje. Basmane’deki direğin yüksekliği 100 metreyi geçer. İnsanları 100 metreye nasıl çıkaracaksınız? Özel düzenek kurulması gerek. Teknik olarak mümkün değil. O projeyi tekrar gözden geçirsin. Kendisi uçabilir ama İzmirli uçmaz” diye yanıt verdi.


“AKLIN ALMADIĞI AÇIKLAMALAR YAPILIYOR”

Yıldırım, İzmir’in tek sorununun sorumsuzluk, vizyonsuzluk ve başarısız yöneticiler olduğunu belirterek, “İzmir’in yöneticileri ‘İzmir’in hiçbir sorunu yok’ diyor. İzmir’in sorunu yoksa biz neden uğraşıyoruz? Bu vizyonda bir belediye başkanı olur mu? Böyle bir şey İzmir’e söylenemez. Bundan ağır hakaret kabul edemiyorum. ‘Odunu koysaydık filanca adamı koymazdık’ şeklinde aklın almadığı açıklamalar yapılıyor.

Bunun adı şımarıklık. Şehirde yaşayanları dikkate almayan bir bakış açısını esefle karşılıyorum. Kabul edilebilir bir şey değil” diye konuştu. İzmir’e hiçbir şey yapmayarak zarar verildiğini kaydeden ve işe ilk olarak hasar tespitiyle başlayacaklarını bildiren Yıldırım, "İzmir hizmetsizlikten öylesine yorgun ki, biz ne yaparsak yapalım görülecek. 5 yıl içerisinde İzmir’i ayağa kaldıracağız" dedi.


“İZMİR BEŞ YIL DAHA KAYBETMEMELİ”

Belediyenin 10 yıllık performansından İzmirlilerin memnun olmadığını ifade eden Yıldırım, İzmir'in günübirlik işlerle uğraşan bir şehir olmaması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: “Geleceği düşünen bir şehir olmalıydı. İzmir’in 30 yıllık, 50 yıllık vizyonu olmalı, bu vizyon etrafında projeler şekillenmeliydi. Kim seçilirse seçilsin kazanan İzmir olsun. Dileğim İzmir’in geçirdiği 10 yıllık sürenin önümüzdeki 5 yılı da aynı şekilde kayıplar içerisinde olmaması.”

“İZMİR’DE İMAR PLANI YOK”

Plansız, imarsız yapılaşmanın İzmir’in en büyük sorunu olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Yapı stokunun yüzde 62’si imarsız, kaçak. Alt yapı hizmetleri yok. Şehir marka şehir özelliğini bir türlü kazanamıyor. Bir şehir çocuklarını yetiştirmek için en güzel okullara gönderiyor. Fakat o gençler İzmir’de yaşamak istemiyor. İzmir beyin göçü veriyor. Vasıfsız işçi göçü yaşanıyor. İzmir’in bugün 30 yıl, 20 yıl öncesini özlemle anmak ne anlama geliyor? Şehir ileri gitmiyor geri gidiyor demektir” dedi.

Şehirde toplu ulaşımın zayıflığını, turist sayısının azlığına ve yatırımcıların azlığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti: “Şehir rant üretsin denince ‘rantiyecisiniz’ deniyor. Köy ile şehri birbirinden ayıran özellik de budur. Alt yapıyı ve planlamayı, kentsel dönüşümü en iyi şekilde yaparsanız şehrin borsa değeri artar. Herkes bundan istifade eder. 7/24 canlı bir şehir olması lazım. İzmir’in 10 milyar dolar katma değeri var. İzmir’den küçük Danimarka’nın 210 milyar dolar katma değeri var. Danimarka’nın toprakları İzmir’den daha mı verimli? İzmir’in önünde çok büyük imkanlar var.”

“İZMİR’DE TOPLU TAŞIMA YOK”

Mevcut başkanın ulaşım konusunun ‘siyasi’ olduğu yönündeki açıklamasının da gerçekle bağdaşmadığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: “Nasıl siyasi olduğunu anlamış değilim. İzmir’de eğer İZBAN’ı ve çevre yolunu yapmasaydık bir yerden bir yere yaya olarak giderdiniz. Ona rağmen bu sıkıntı yaşanıyor. İlk yapacağımız işlerden bir tanesi Halkapınar-Otogar arası 5 kilometre metro. Raylı sistemi, körfez geçişini yapacağız. İzmir’de toplu taşıma yok.”

“İLETİŞİMİ ARTIRAN BİZİZ NİYE KAPATALIM”

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akkerman’ın sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın kapatılmasıyla ilgili sorduğu soruyu cevaplayan AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, “11 yıl boyunca Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yapmış biri olarak bir şeyler söylemek istiyorum. 2002’de Türkiye’de internetin ne halde olduğunu hepimiz biliyoruz.

3. nesil mobil haberleşme de yoktu. Sabit telefon hatlarından, ayrı bir kiralık hatlardan internet hizmeti alabiliyorduk. Geçen 10 yıl süre içinde iletişimi Afrika seviyelerinden Avrupa’nın en iyisi haline getirdik. Bugün Türkiye’de nüfusun yüzde 65’i internet okur-yazarı konumuna geldi.

Geniş bant abone sayısı 40 milyonun üzerine çıktı. Ülkenin doğusu, batısı iletişimde sayısal uçurum farkı olmadan alt yapı ile güçlendirildi. Buradan anlattığım şu, bizim hükümetimiz iletişime erişimi geliştiren bir hükümet. Çok önemli yatırımlar yaptı. Dolayısıyla bizim böyle bir alt yapıyı böyle bir imkanı kısıtlayan, yasaklayan bir anlayışla zikredilmemiz kabul edilebilir bir şey değil.

Böyle olsaydı bu alana yatırım yapmazdık. Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinde iletişim çok önemli. Demokrasiyi geliştirirken insanların hak ve hukukunu korumalıyız. Ancak ikisi de beraber olur. Sosyal medya kullanıcısı olarak Türkiye Avrupa’da birinci” diye konuştu.

Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Gerçek hayatta ne suç ise sanal alemde de suçtur. Kullanıcılar sosyal iletişimi kullanırken başkalarının hayatlarını karartamaz. Üstelik de sanal dünya yalan dünya da değildir. Son zamanda bir olay yaşadık. Twitter ile ilgili son bir sene içinde 600’ün üzerinde şikayet geldi. Sanal hesaplar açılarak suçlamalar, hakaretler içeren mesajlar var.

Bu şikayetlerle ilgili Amerika’daki merkeze mesaj gönderildi. Bunlar arasında mahkeme kararları var. Doğrudan yapılan şikayetler var. Bu şartlar altında bütün girişimlere rağmen Twitter’dan aldığı cevap çok basit. ‘Bizim Türkiye’de faaliyetimiz yok.’ 12 milyon kullanıcısı olan bir şirketin böyle cevap vermesi bu ülkeyi ciddiye almamasıdır. Son mahkeme kararlarıyla birlikte işin şekli de değişti. 18 Mart’ta yaşanan olay benim şahsım adına yaşanan bir olaydır. Açılan 634 davadan sadece biri benim."


“MAHKEMEYE MÜRACAAT ETTİK, TWITTER'I KAPATAN OLDUK”

Hakkını arayarak mahkemeye müracaat ettiklerini belirten Yıldırım, “Biz basit bir şey yaptık. Hakkımızı aradık. Mahkemeye müracaat ettik, başımıza gelmeyen kalmadı. Twitter’ı kapatan olduk. Asıl suçları yapanın korunduğu bir ülke olmaz. Bu hukuk devleti olmaz. Paylaşım sitesi bu kararın gereğini yapsaydı bunlar yaşanmazdı. Şimdi muhatap olmaya başladı. Şimdi Hindistan’da bir olay olacak.

Anında düzelteceksiniz. Almanya’da yapacaksınız. Fransa’da yapacaksınız. Amerika’da mahkeme kararı olmadan hemen kaldırıyorlar. Türkiye’ye gelince elini kıpırdatmıyor. Youtube’da Atatürk’e hakaret videoları vardı kaldırmadılar. Kıllarını kıpırdatmadılar. Telif hakları koruyan bir Alman şirketini tuttuk. Ancak bu şekilde kaldırtabildik. Atatürk’e hakaret ediliyordu.

Bize cevap olarak ‘Atatürk sizin için önemli olabilir ama bizim için önemli değil’ dediler. Bir ülkenin hukukunu tanımamazlık ayrı bir şey. Hiçbir Türk vatandaşı bunu kabul edemez. Niye tayin etti temsilcisini? Bunca seneden sonra. Hiç değilse bundan sonra mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız hakkını arayacak. Kimsenin derdi Twitter’ı yasaklamak değil. 3 aydır her türlü hakaret Başbakanımız olmak üzere herkese yapılıyor. Bu iş ülkemiz için çok önemli” dedi.
Editör: TE Bilişim