Oyun oynarken otomobilin altında kaldı.. Oyun oynarken otomobilin altında kaldı..
 Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İzmir’de Kentsel Dönüşüm Zirvesi’ne katıldı. Zirvede konuşan Bakan Bayraktar, kentsel dönüşüm yasasının sihirli bir değnek olmadığını belirtirken, Bakan Yıldırım ise kentsel dönüşümde mükemmeliyeti aramanın doğru olmadığını söyledi. 
Kaya Termal Otel'de Yeni Asır Gazetesi öncülüğünde Vali Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile bölge illerin belediye başkanlarının da katılımıyla düzenlenen zirvede, kentsel dönüşüm tüm yönleriyle ele alındı. Moderatörlüğünü İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Burhan Özfatura’nın yaptığı zirvede ilk sözü Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu aldı. Aydın’ın birinci derecede deprem bölgesinde olduğunu hatırlatan Çerçioğlu, kentsel dönüşüm yasası çıkmadan önce il olarak çalışmaların tamamlandığını belirtti. Depreme dayanıklı olmayan binaların tespiti ve toplu konut inşaları için yerlerin belirlendiğini ifade eden Çerçioğlu, yaşadıkları SGK binasının inşa yeri ile yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. 
Aydın'da kanayan yarayı paylaşmak istediğini anlatan Çerçioğlu; sözlerine şöyle devam etti: "3 yıl önce Aydın’da İzmir karayolunda geçilen akstan günde yaklaşık 17 bin araç geçmektedir. Bu süre içinde bu aksın yoğunluğunu azaltmak için otogarı kentin dışına aldık ve çevre bulvarı yaptık. O karayolunun 20 metre yakınında SGK yapılmakta. Biz buna karşıyız. Kentin merkezinde kamu binası yapılmamalı. Aydın yaklaşık günde 3 bin kişinin girip çıktığı yerdir. Bir doğal afet olduğu zaman kesinlikle sel baskını olacaktır. İktidar partisinin milletvekillerini anlıyorum. Elbette yeni bir bina yapmak istiyorlar, yapılsın. Ancak ortak akılla, yerel yönetimlerin yok sayılmadan, sivil toplum örgütlerinin yok sayılmadığı bir anda yapılsın. Aydın’a kesinlikle SGK binası yapılsın ancak yeri doğru seçilsin."
Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün de zemin araştırmalarına ait jeofizik ve jeoteknik çalışmaları tamamladıklarını, önemli riskli bölgelerin tespitinin yapıldığını belirtti.
ÇOK MESAFE ALDIK
Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan ise kentsel dönüşümün sadece binalardan ibaret olmadığını, tüm yaşam fonksiyonlarının baştan ele alınmasıyla mümkün olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Birçok şehir vahşi yapılaşma içinde kaldı. Denizli'de buna maruz kalan bir şehir. Denizli üretmek üzere olan bir şehir olmasına rağmen 2004 yılında biz göreve geldiğimizde kamu yatırımları konusunda kötü şehirciliğin önüne geçilmemişti. Kentsel dönüşüm yapılacaksa iller her yönüyle ele alınmalıdır. 2004 yılında kişi başına düşen metrekare 2 iken, şu an kişi başına düşen yeşil alan metrekaresi 10’dur. Denizli 8 yılda çok mesafe aldı."
Uşak Belediye Başkanvekili Tuncay Yılmaz da TOKİ ile birlikte hareket ettiklerini ve afet riski alanlarda bulunan yerlerin yazışmalarının yapıldığını söyledi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜTÜNÜ İLE ELE ALINMALI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise kent dönüşümünün bütünü ile yapılması gerektiğini vurgulayarak kentsel dönüşümde sosyolojik, pskikolojik anlamda da değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Kent dönüşümünün bir gayrimenkulün üzerine bina yapıp konut talebini karşılamak olduğunu anlatan Kocaoğlu; şunları söyledi: "Hazine arazisinin üzerine bina yapıp kooperatif yapıp konut ihtiyacını karşılamaktır. Bu ayrı bir şeydir. Bu konut ihtiyacını karşılamak için yapılmış bir şeydir. Kentin bütünüyle dönüştürülmesi biçimidir. Sağlıksız binalarımız var. Bu sağlıksız binalar yapıldı. Bizim bir kısmımız bu sağlıksız binalardan kurtulalım olarak algılıyoruz. Bir kısmımız bina yapalım diye bakıyoruz. Sadece sağlıksız konut meselesi de değildir."
Hızlı göçün herkesin bildiği bir hikâye, korkunç bir şehirleşme olduğunu anlatan Kocaoğlu; sözlerine şöyle devam etti: "Kırsaldan kente dönüşümü 40 yıla sığdırırsanız. Gecekondularla bu dönemi yaşarsanız ve göçmezseniz bu bir başarıdır. Türkiye bunu başarmıştır. İzmir arazi fakiri bir kent. İzmir’de yani arsa üretmeye kalktığınızda ya ulaşılamayan yamaçlara yapmak zorundasınız ya da kuzeye doğru giderseniz Çiğli ve Menemen’in belli yüksekliklerinde kalıyorsunuz daha ötesine geçemezsiniz. Geçerseniz de metropol ile bir ilişkiniz kalmıyor. Doğu’da Belkahve ve doğal bir sınır, dönüyorsunuz Batı’ya İzmir Körfezi. İzmir arsa üretmek zorunda. Bu hem dezavantaj hem de avantaj. Biz başka yerde arsa bulamayacağımıza göre bugünkü sağlıksız gecekondu yerlerindeki binaları yerinde dönüştürmek zorunda olduğumuz için daha hızlı hareket etmek zorundayız. Bu kentte kent dönüşümü nerede başlamalı? Planlı bölgeler var ve bir de bunun dışında 60 yıl önce oluşmaya başlayan gecekondu bölgeleri var. Şehri 3’e ayırdığımızda dönüşebilecek bölge ilk gecekondu bölgeleridir. Çünkü kenti dönüştürmek sadece bina yapmak bina yıkmak değil. Orada yaşayan insanların geleneklerine göreneklerine yaşam biçimlerine uygun bir yaşam biçimi sunmaktır. Kırsaldan gelen adama bahçede ev yapmanız lazım. Ama böyle bir olanağımız yok. O zaman kent dönüşümü sosyolojisi, psikolojisi ile bütüncül bir konudur bunların hepsini masaya yatırmadan ben kent dönüşümü yapıyorum diye yola çıkmak doğru değildir."
Göreve geldikten sonra 1/25 binlik planları yaparak ana metropolün yüzde 55’inin kentsel dönüşüme tabi olacak alan olarak belirlendiğini ifade eden Kocaoğlu; şunları söyledi: "Hazırlıklar bitti. Her türlü bilgi donanımına sahibiz. Buralar dönüşecek ve biz bir model uyguladık. Biz şehircilik bakanlığının istediği tüm çalışmaları kendilerine verdik. Ayrıca bu ana belirlemenin dışında da 3 tanesi Sayın Başbakan’ın talebi, 6 tanesi de bizim kendi çalışmalarımız dâhilinde Bakanlar Kurulu’na 2011 Şubat’ında müracaat ettik. Bakanımız az önce 4 tanesi geliyor hazır dedi. Kent dönüşümünde 250-300 milyon lirayı harcayacaksınız ve arkanıza bakmayacaksınız. Bizim Alsancak’ın göbeğindeki Ege Mahallemiz de böyle bir mahalle. Kiminde çok az bir süspansiyonla gerçekleştirilecek, kiminde de belediyeye 3-5 kuruş rant sağlayarak para bırakacak alanlar var. Kadifekale’de gittik ofis kurduk. Kimsenin burnunu kanatmadan bu işi yaptık. Şimdi Cennetçeşme’de 3 yıldır ofisimiz var."
Cennetçeşme'nin Türkiye’de kent dönüşümüne hazır en yakın alan olduğunu belirten Kocaoğlu; sözlerine şöyle devam etti: "Büyükşehir Belediyesi hem mal sahibinin hem de oradan iş almış yüklenicinin inşaat sektörünün garantörü. Kent dönüşümünün süresini o kentteki konut talebi belirler. 315 bin bina var. Kent dönüşümünü o ildeki ekonomik büyüme belirler. O il kalkınır. Hadi yıktım, yaptım. Kent dönüşümü bitti diye bir şey olmaz. 315 bin bina sağlıksız yıkalım bunları. Yok, böyle bir şey. Bunu yıkamazsınız da yapamazsınız da’
STAD YERİNE AVM YAPMAK İZMİR İÇİN DOĞRU BİR İŞ DEĞİLDİR
Alsancak stadının yıkılıp yerine AVM yapılacağı yönündeki tartışmalara değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu net ifadeler kullanarak Bakan Yıldırım ve Bayraktar’a hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Son dönemde bir stad işimiz var. Bir limanda iskele işimiz var. Alsancak Stadı’nı yıkıp AVM yapmak İzmir için doğru bir iş değildir. Kanun çıkar yapar. Biz yasal bir kurumuz ve yasal mücadelemizi vereceğiz. Ama Alsancak Stadı’nı yıkacağım buraya AVM yapacağım. Hani bunun ulaşı mı? Kim sağlayacak bu AVM’ye gelecek insanların ulaşımını? Karşıyaka’ya 20 bin kişilik bir stad yapılacak. Alt tarafı yapılacak iş bu. İki defa gittim Spor Bakanına. Yapmıyorsanız biz yapalım dedim. Hala stad meselesi gündeme geliyor. Limana AVM yapılacak. Havaalanında yap-işlet-devret modeline karşı değiliz. Limanın satılmasına da karşı çıkmadık. Yani öyle bir istemezükçü bir halimiz yok. Ama biz Alsancak gibi yolu olmayan limanın içine 96 bin metrekare bir AVM yapılmasını istemiyoruz. Kordon’u ve Alsancak’ı bitirirseniz zaten İzmir’i bitirirsiniz. İnsanlar buralara giremezlerse İzmir biter. Oradaki yol ve trafik sorununun çözümü yok. Biz iki tane 300 metre parmak iskelenin ceremesini çekmeye ve devlete bağışlamaya hazırız. Yeter ki Alsancak ve Kordon bitmesin. Bitirilmesin. Belediye başkanı olarak kentin her türlü gelişmesine katkı bulunmak hem belediye başkanı hem de vatandaş olarak görevimdir. İleri de kim yapmış bunu? Kim yapmış bu planı? Yasal olarak mücadele etmek konumunda olduğumu tüm hemşehrilerimize ve bakanlarımıza duyururum.’
KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİLDİR
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’nin AB’ye gelişim yolunda girmeye çalıştığını ve Türkiye’yi dünyanın en önemli aktörü yapmak için şehirlerin verdiği fotoğrafların mükemmel olması gerektiğini açıkladı.
New York ve Tokyo ile örneklendiren Bayraktar; şöyle konuştu: "Pekin nasıl bir fotoğraf veriyorsa bizim şehirlerimizde vermeli ve bu kentsel dönüşümle sağlanmalı. Kentsel dönüşüm yasası çıkarırken pek çok sivil toplu örgütü ile görüştük. Yasanın eksikleri tabi önümüze gelecek. Yasa sihirli değnek değil. Yasa ile gönüllülük esası önemli. Vatandaşa siz öncelikle riskli bir binaya sahipseniz bunu tespit ettirin. Devlet size yardımcı olacaktır. Vatandaş bu işi yaparak yürütelim diyoruz. Yasanın uygulayıcıları belediyelerdir. Belediyeler riskli alanları tespit etsin dönüşüm başlatsın. İstanbul, Ankara, İzmir, Sakarya, Bursa gibi önemli şehirleri belediyeleri yetkilendirdik. Şehirlerimizdeki sağlıksız yapıları şehirlerimizden söküp atmalıyız. Türkiye artık AB’yi zorluyor.Yasa sihirli değnek değil. Yasa ile gönüllülük esası yasanın vitrinindedir. Bu yasa ile bir deprem olduğu zaman yıkacak bina aramak istemiyoruz”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım kentsel dönüşümün marka şehir olma yolunda önemli bir etken olduğuna dikkat çekti. Yıldırım, göç nedeniyle büyükşehirlerin çarpık kentleşme yüzünden içinden çıkılamaz bir hal aldığını aktardı.Kentsel dönşümün oldukça meşakkatli bir süreç olduğunu ifade eden Yıldırm; şunları söyledi:“Kentsel dönüşümün 3 ayrı safhada değerlendirilmesi lazım. İlk etapta acil durumda olan binalar. İkinci etapta estetik şehirciliğin geliştirilmesi. Bir üçüncüsü de şehrin kimliğini koruyan tarihi restorasyonun başarılmasıdır. Tüm bunları yaparken işin çok da kolay olmadığını burada konuşmacılar çeşitli şekillerde dile getirdi. İşin tarafları var. Uygulayıcıları, karar verenleri, hak sahipleri var. Bu değişimi bu gelişimi sosyal bir sorun alanı olmaktan çıkarmak o kadar da kolay bir iş değil. Kolay olsaydı bu alanda kaydadeğer bir ilerleme yapılabilirdi. Olayın neden bu hale geldiği üzerinde durmanın bir faydası yok” 
Düzenlenen toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kent tahlili hakkındaki görüşlerini yorumlayan Bakan Yıldırım, işbirliği çağrısında bulunarak şöyle konuştu: “Bu sadece Körfez'i çevreleyen bölge. Şimdi onlarca milyar liraya malolan bir iş, bedelini de bir tarafa bırakalım şehrin yüzde 40’ını etkileyen bir projeden bahsedelim. Kimse bu proje kolaydır ben yaparım diye meydana çıkmasın. Burada işbirliği mutlaka gerekiyor." İzmir adına söz söyleyecek herkesin bugün burada olduğunu belirten Yıldıırm, sözlerine şöyle devam etti: "Benim tüm İzmirlilerden çok önemli bir talebim var. Lütfen gelin bu konuları siyasetin dışında tutalım. Bunu siyasete kurban etmeyelim. Bu İzmir için benim talebimdir. Eğer bunu başarabilirsek biz bu işi yapabiliriz. Siyasetimizi zaten seçimler geldiğinde yaparız. Orada meydanlara ineriz ve derdimizi İzmirlilere anlatırız. İzmirliler de neye inanırsa o kadar prim ve destek verecek onu da biliyoruz. Hepimize ortak bir sorumluluk düşüyor.”
Bakan Yıldırım, Başkan Kocaoğlu’nun Alsancak Stadı ve kruvaziyer limanı ile ilgili konuşmalarına karşılık olarak şöyle dedi:“Belediye başkanımızla aslında biz birlikte iş yapıyoruz. Ortaklığımıza bir halel mi geldi başkanım? İzmir’in hayrına olan işlerde her zaman beraber olduk. Beraber olmaya devam edeceğiz. Başkanın gündeme getirdiği iki husus konusunda da cevap verme hakkımı kullanmak istiyorum. Kruvaziyer limanlar dünyanın her tarafında bir yaşam merkezidir. 2003’de İzmir’e o kuğu gibi gemilerden kaç tane yanaşıyordu? Bugün 100’ü buluyor. Gelen misafir sayısı bu şartlarda bile yarım milyonu aştı. İzmir bu geçen 8 senede bu anlamda çok şey kazandı. Burada tabi İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) gayretini gündeme getirmezsek olmaz. Başkan ve arkadaşları inisiyatifi ele aldı. Bu konuda gayret ettiler. Biz de onlara destek verdik. Liman içerisindeki yapıların sadece 28 bin metrekaresi alışveriş merkezidir. İşi farklı noktalara çekmeyelim. İzmir’de en küçük alışveriş merkezi bile 41 bin metrekare. Ondan bile yüzde 50 küçük neredeyse. Onun için olayları doğru koymamız lazım. İzmir liman bölgesinde otel olmayacak da nerede olacak? Kruvaziyer turizmi ile gelen yolcular gelip sadece Körfezi mi seyredecek? Böyle bir şey yok. Bu turizmin amacı şehrin bilinmeyen otantik yerlerini gezmektir. İnsanlar İzmir’e gelecek limana ayak basıp gidecekse neden gelsin? Limana yönelik değerlendirmelerin çok acele olduğunu düşünüyorum. Trafiğe olan olumsuz etkileri de ne ise gidereceğiz. Kruvaziyer ile ilgili durum bu. Biz yapılması gerekeni yaptık. Adım attık, başkan mahkeme yolunu gösterdi. Ne yapalım? Mahkeme hangi yolu gösterirse onu yaparız. İzmir bu yargı yoluyla iş yapmaktan, yargı yoluyla iş durdurmadan çok yoruldu. Kentsel dönüşümde mükemmeli aramakla vakit geçirirsek bu iş olmaz."
Geçen 2011 yılında 100 bin İzmirliye konut sağladıklarını anlatan Yıldıırm, şunları söyledi: "İzmir’in coğrafyasını değiştirecek halimiz yok. İzmir körfezi ile güzel bir şehir. Demek ki yapmamız gereken İzmir’e yani yaşam alanları bulmak. Daha iyi planlarla şehirleşmesi için bir çalışma başlatalım. Yani kuzeyimizde güneyimizde şehir dağlarla bir baskı oluşturuyor. Oralara genişlememiz sınırlı. Ama doğuya ve batıya doğru ilerlenebilir.Başkanın dediğine katılıyorum. İnsanların yaşam alanlarını değiştirmek çok zor. Biz beğenmeyebiliriz bize salaş gelebilir ama o insan için öyle değildir. O orada mutlu olur. O insanları anlayabilmemiz lazım. Oradaki sosyolojik olayı anladığımız sürece dönüşümü gerçekleştirebiliriz. O nedenle daha fazla görüşeceğiz. Mükemmeli aramaktan vazgeçeceğiz ve daha iyiye doğru gideceğiz." Bu yapılırsa birçok işin üstesinden gelinebileceğini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Vatandaşın yap yanlış bir iş, kalmaz duymadığın kötü söz. Yap iki tane güzel iş, duy sessizliğin sesini. İnsanların memnuniyet seviyesini ortak bir noktaya getirmek neredeyse imkansız. Ama ortalama bir makul çoğunluğun kabul ettiği bir şey yaparsanız o zaman hizmeti geciktirmeden yapmış olursunuz. Aksi halde zaman geçer, hizmetler yapılmamış olur. Ben bu yasanın yürürlüğe girmesi ile ilk sözü bize vermiştiniz. Kentsel değişimi İzmir’den başlatacağız demiştiniz. Bugün bu toplantıyı İzmir’de yapıyoruz. Bu işin ekonomik hareketliliğinin de İzmir’de kalması lazım. İzmirli iş adamlarımız da elini taşın altına koymalı ve bu işi birlikte başarmalıyız diyorum” 
Alsancak Stadı’nın yıkılıp AVM yapılması yönünde herhangi bir projenin olmadığını açıklayan Bakan Yıldırım, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “ Bu bir şehir efsanesi yapılan bir protokol var doğrudur. Örnekköy stadına karşılık TOKİ’ye verilecek, TOKİ’de bunu gerçekleştirsin. Benim için Alsancak Stadı değil daha başka bir yer olabilir. Alsancak Stadı’nın yıkılıp AVM yapılması gibi bir proje yok. Olsa bile bende bu işe taraftar değilim. İşlerimizi biz ortak yapmaya devam ederiz. Biz her zaman işbirliğine hazırız. Yeter ki İzmir’in İzmirlinin hayrına bir iş osun.”
Konuşmaların ardından plaket töreni ve toplu fotoğraf çekimi yapıldı.Bakan Yıldırım ve Bayraktar, Torbalı’da bulunan lojistik merkezinin açılış törenine gitti.




Editör: TE Bilişim