Sosyal medya şifalı suyu kuruttu Sosyal medya şifalı suyu kuruttu
Bursa’nın dağ ilçelerine bağlı köyler kurt istilası altında. 2013 yılı ve 2014 yılının ilk ayına kadar yaklaşık 60 hayvan üreticisinin toplam 600 küçük baş hayvanını telef eden kurtlar, birçok hayvanı da dağa kaçırdı. Küçükbaş hayvan sahipleri ile çobanlar kurt sürülerine karşı hiçbir şey yapamadıklarını belirterek can güvenliklerinin tehlike altında olduklarına dikkat çekti. Zararın miktarının çok yüksek olduğunu belirten bazı çobanlar ise devletten çoban köpeği talep etti. Çobanlar ve besiciler ise ormanlık alanda kayıp hayvanlarını aradı.
"600’ÜN ÜZERİNDE HAYVAN TELEF OLDU"

Büyükorhan'ın Tekerler köyünde sürüsüne kurt saldıran besici ve çobanı ziyaret eden Bursa Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği (BDKKYB) Başkanı Yıldırım Oran, “Aşağı yukarı bir senedir yoğun bir şekilde kurt saldırıları var. Yaklaşık 60 kadar üyemizin 600’ün üzerinde hayvanı kayboldu. Yakın bir ilçemizde bir üyemiz maalesef kudurarak vefat etti. Hala kuduz virüsünün nereden bulaştığı konusunda bir bilgi yok. Artık durum o kadar vahim ki, sadece hayvanlara saldırmakla kalmayıp insanlara da saldırıyor. Yakın bir köyümüzde bir kadına kurt saldırıyor. Kadın ağaca çıkmak suretiyle canını kurtarıyor. Bölgede insanlar bir hayli sıkıntılı. Şu ana kadar bölge insanını kimse arayıp, 'Geçmiş olsun' bile dememiştir. Bu üreticimizin kendi ifadelerine göre, 30 kadar koyun ve keçisi kaybolmuş, 22 tane de küçükbaş hayvanın telef olmuş. Yaklaşık 7-8 kilometre alana dağılan hayvan ölüleri mevcut. Sırf bu arkadaşın zararı 20 bin liradır. Bu rakam üretici için çok yüksek bir rakam. Kurt vurmak yasak. Biz, 'Kurtlar vurulsun' demiyoruz. Kurt kurtluğunu yapacak ama devlet de devletliğini yapacak” dedi.

“BU YAŞIMA KADAR BÖYLE KATLİAM GÖRMEDİM”

Küçükbaş hayvan çobanı Ömer Bozkurt (60) ise doğduğundan beri dağlarda olduğunu belirterek, “60 yaşına kadar hayatımı çobanlık yaparak kazandım, bu yaşıma kadar böyle bir katliama rast gelmedim. Biz kurdu öldürdüğümüz zaman vatandaş olarak suçlu oluyoruz. Bizim zararımız karşılansın. Ben bugün 22 hayvanın ölüsünü gördüm. 30 tane hayvanım da yok. Bunların hepsi bir gecede olmuş. Eskiden kurtlar bu kadar azgın değildi. İnsanların buralardan göçmesi, ormanların gelişmesi durumu bu hale getirdi. İnsan azlığından kaynaklanıyor. 'Cezası var, öldürmeyin' diyorlar. Kaymakam diyor öldürmeyin, karakol diyor öldürmeyin, tarım müdürlüğü diyor öldürmeyin. Peki biz ne yapacağız?” diye sordu.

“KURT GÖRDÜĞÜMDE NE YAPARIM BİLEMEM”

Kurt saldırısına uğrayan 250 başlık sürünün sahibi Nazım Aydın ise, “Bana haber geldi. Hayvanların kayıp olduğu söylendi. Bu manzarayla karşılaştık. Ben kendim avcıyım, her tarafa ava gidiyorum. Yarın öbür gün bu kurdu gördüğüm zaman o psikolojiyle ne yaparım bilemiyorum. Devletin sahip çıkmasını istiyoruz. Birtakım laflar duyuyoruz. Ormanlara kulaklarında çip olan kurtlar salınmış. Eğer bunlar varsa yetiştiricileri de düşünmeleri lazım. O zaman devlet hayvanları sigortalatmamızı mecbur kılmalıdır. Devletin bizlerin yanında olmasını istiyoruz. Hayvanlar 10 kilometrelik alana dağılmış durumdadır. Tüfek elimde ararken hayvan ölüleri ile karşılaşıyorum. Her tarafta kurt izi var. Yazın bir ağabeyimizin hanımını kurt kovalamış. Kadın ağaca çıkarak canını kurtarmış. Kayıp olan hayvanlarımızdan ümidi kestik. Yaralı bulduğumuz hayvanlarımız da ölmek üzere. Kendimiz tedavi etmeye çalışıyoruz. Yaralı kurtardığımız hayvanları ninemin hazırladığı bitki karışımı ile tedavi ediyoruz. Bildiğimiz adaçayı ile tedavi ediyoruz. Hayvanın yarasına iyi geldiği söyleniyor. İhtiyarlar bunu devamlı kullanırmış. Yaralılarımızın çoğundan ümidi kestik" diye dert yandı.

Bir yandan örgü ören bir yandan da koyun otlatan kadın çobanlardan Nazife Keskin (53) ise, “Devletin bize birer köpek vermesi lazım. Benim köpeğim var ama yarı yola kadar geldi gitti. Kurt saldırsa ne yapacağız?” dedi.

Editör: TE Bilişim