Avrupa’da en çok 50 yaş civarındaki kadınlarda görülen meme kanserinin Türkiye’de 40’lı yaşlara düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Harmancıoğlu, meme kontrollerine de 40 yaştan itibaren başlanması gerektiğini kaydetti. Harmancıoğlu, meme kanserine yakalanmada, anne, teyze ve anneannesinde bu tür hastalık geçmişi olanların yüksek riskli kabul edildiğini belirtirken, risk grubundakilerin koruyucu önlem alabileceklerini ifade etti. Ünlü aktrist Angelina Jolie’nin başvurduğu cerrahi yöntemin korunmada iki yoldan biri olduğunu hatırlatan Harmancıoğlu, şunları söyledi:
“Cerrahi yöntemde memenin içi boşaltılır, yerine protez ya da silikon meme konulur. Meme başı bırakılır. Meme başı bırakıldığı için koruma oranı yüzde 90 civarıdır. Eğer cerrahi yöntem uygulanmak istenmezse risk grubundakiler ilaçla korunabilir. Tamoksifen etken maddeli ilaçlar meme kanseri olan kadınlara verilir ama aslında koruyucu özelliği vardır. Ancak, kanser tanısı almış hastalara verildiği için risk altındakiler bu ilaçları kullanmaktan kaçıyor.”
YÜZDE 60 KORUMA ÖNEMLİ BİR ORAN
Harmancıoğlu, önerilen etken maddeli ilacın kullanımının kesinlikle doktor kontrolünde olması gerektiğini, ailesinde en az 2 kuşakta meme, rahim ve kalınbağırsak kanseri görülmüş, genetik olarak incelenmiş ve bazı genleri pozitif çıkmış kişilerin koruma amaçlı bu ilaçları kullanabileceklerini söyledi.
Harmancıoğlu, Tamoksifenin koruyuculuğunun yüzde 60 civarında olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu hiç de az bir oran değildir. O nedenle risk grubundakilerin kullanmasını öneriyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu koruyucu olarak ilacı karşılamıyor, ancak çok pahalı bir ilaç değil. Ailesinde meme kanseri olan kişilerde, mesela annesinde varsa, annesine tanı konulduğu yaştan 10 yıl önce koruyucu yöntemleri ve kontrolleri başlatılmasını istiyoruz. Örneğin anne 45 yaşında meme kanserine yakalanmışsa, kızında kontrol yaşı 35’te başlamalı.”
Editör: TE Bilişim
