Mersin Valiliği Kadının Statüsünü Geliştirme ve Yükseltme Birimi Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenledi. Törene kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan kadınlar ile Halkkent Toplum Merkezi, Mersin Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesi, ÇOGEM’li kız çocukları, Mersin Kızılay Derneği, KA.DER, Mersin Soroptimist Kulübü üyeleri, CHP ve AK Parti’li kadınlar katıldı. Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başlayan törende, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün çelengini İl Müdürü Selahattin Bulut, Mersin Valiliği Kadının Statüsü Birimi çelengini ise Birim Başkanı Gülçin Aytan Açıkalın, KA.DER Mersin Temsilcisi İlksen Sorguç Dinçer ve Mersin Soroptimist Kulübü Üyesi İlkiz Hancıoğlu koydu. Halkkent Toplum Merkezi’nde kurs gören kadınların taşıdığı ‘Kadınlarını geri bırakan toplumlar geri kalmaya mahkumdur’ ve ‘Kadına yönelik şiddete göz yumma’ dövizleri dikkat çekti.
Törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir konuşma yapan Kadının Statüsü Birimi Başkanı Gülçin Aytan Açıkalın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadınlar için eşitlik, özgürlük, söz sahibi olma, insanca yaşama, hakların hayata geçirilmesi ve koşulların iyileştirilmesi için mücadele günü olduğunu söyledi. Kadınların her alanda gelişmelerinin önünü açacak politikaların hayata geçirilmesinin, kadın hareketinin uzun yıllar süren mücadelesi ve kararlı duruşu sonucunda gerçekleştirildiğine işaret eden Açıkalın, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete dikkat çekti. Toplumda, tüm kazanımlara rağmen toplumsal cinsiyet eşitliğinin henüz arzu edilen düzeyde yaygınlaşmadığını belirten Açıkalın, yanlış zihniyetlerin ürettiği sonuçların bazen kız çocuklarının okutulmaması, kadınların karar alma mekanizmalarına dahil edilmesine gösterilen direnç, bazen kadına yönelik şiddet, bazen de töre, namus, kıskançlık gibi bahanelerle işlenen kadın cinayetleri olarak ortaya çıktığını vurguladı. Kadına yönelik şiddetin, biçimi ne olursa olsun kabul edilemez bir olgu olduğunun altını çizen Açıkalın, “Ne var ki, toplumumuzda birçok kadın ve genç kız saldırganlık ve istismarın gölgesinde yaşamaya devam etmektedir. Ne yazık ki, son günlerde artarak hız kesmeden sürmekte olan kadın cinayetleri ile kadınların birincil insan hakkı olan yaşama hakları göz göre göre ihlal edilmektedir. Ateş düştüğü yeri yaktığı sürece kadın cinayetlerini önleyemeyiz. Ateş yalnız kadınların değil herkesin yüreğini yakmalıdır. Biz kadınlar öldürülen her kadınla tekrar tekrar ölmek istemiyoruz. Artık yalancı bahar müjdeleri duymak değil sözlerde, kağıtlarda, yasalarda kalan haklarımızı hayata geçirmek istiyoruz. Her alanda gerçek anlamda eşitlik istiyoruz. Kadına yönelik özel ve kamusal alandaki mevcut ayrımcılıkların ortadan kaldırılmasına azami çaba gösterilmelidir. Bu nedenledir ki artık düşünecek, bekleyecek zaman yoktur, hepimiz birey, insan, kadın olarak kadına yönelen şiddeti durdurmak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız. Bu şiddeti durdurmak için mümkün olanları yapmak yetmez, mümkün olmayanları da yapmalıyız. Henüz hak arama mücadelemiz bitmemiştir, bitmeyecektir. Biz kadınlar sanıldığından çok daha güçlüyüz. Yılmadan, yorulmadan her gün bir öncekinden daha güçlü olarak hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Açıkalın, tüm kadınları güçlerini birleştirmeye ve haklarını kullanmaya çağırdı.
Mersin Barosu Kadın Hukuku Merkezi Başkanı Avukat Sibel Doğan ise dünya nüfusunun yüzde 50’sini oluşturan kadınların dünya gelirinin yüzde 10’una, dünyanın tüm mal varlığının ise sadece yüzde birine sahip olduklarının altını çizdi. Kadınların kadın oldukları için en çok güvendikleri erkekler tarafından öldürüldüklerini ve şiddete uğradıklarını dile getiren Doğan, “Ülkemizde her 3 kadından biri fiziksel şiddete maruz kalmakta olup, Birleşmiş Milletler araştırmalarına göre Türkiye, kadına şiddet oranında 193 ülke arasında 9. sırada yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılmasının, cinsiyet eşitliği eğitiminin yaygınlaştırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Doğan, “Ancak bu şekilde kadınları öldüren, çocuk gelin olmasına yol açan gelenekler, namus, ahlak, erkeklik ve kadınlık algıları değişecek, kadın erkek eşitliği sağlanabilecektir. 8 yıl zorunlu eğitim ile artmış olan kız çocuklarının okullaşma oranını, eğitim sistemi değişiklikleri ile geriye götürecek ve çocuk gelin sayısını artıracak düzenlemelerden kaçınılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Avukat Doğan’ın konuşması sırasında CHP’li kadınların sık sık ‘Kadınlar ölüyor, Meclis uyuyor’, ‘Masal değil yasa isteriz’ şeklinde slogan atmaları dikkat çekti.
Kadın örgütlerinin mesajlarının okunduğu törende Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü Selahattin Bulut da bir konuşma yaparak Kadınlar Günü’nü kutladı.
Editör: TE Bilişim