Polisten kaçarken motosikletleri ezdi geçti Polisten kaçarken motosikletleri ezdi geçti
Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) Kudüs'teki Mecsid-i Aksa'dan Allah'ın huzuruna çıktığı gece olan Miraç Kandili, bütün dünyada Müslümanlar açısından önemli geceler arasında kabul edilir.
Hicretten bir yıl önce, Receb ayının 27'sinde cuma gecesi vuku bulan bu mucizeye Mirac dendiğini belirten ilahiyatçılar, Muhammed aleyhisselamın Miraca ruh ve bedeni ile uyanık bir halde çıktığını, kendisine nice ilahi hakikatler gösterildiğini kaydetti. İlahiyatçılar, 5 vakit namazın bu gecede farz kılındığını belirtti. Miracdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı olduğunu, Mirac gecesi ise akşam namazının 3 rekat, öteki namazların da 2 rekat farz olduğunu söyleyen ilahiyatçılar, "Medine-i Münevvere'de ikinci emirle sabah ve akşamdan başkası 4 rekate çıkarıldı. Hicretin 4. yılında bunlar misafir için yine 2'ye indirildi. Ezan okumak da hicretten önce Mekke'de, Mirac gecesi başladı. Hicretin 1. senesinde namaz vakitlerini bildirmek için emrolundu. Ayrıca Bakara suresinin son iki ayet-i kerimesi ihsan edildi. Mirac, Kur'an-ı kerimde İsra ve Necm suresi ile bazı hadis-i şeriflerde bildirilmekte" dedi.

"MİRAC RUH VE CESETLE BİRLİKTE OLDU"

"İslam alimleri buyurdu ki: Mirac ruh ve ceset ile birlikte oldu. Ayet-i kerime ile sabit olduğundan, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kafir olur. Göklere, bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık olur" diyen ilahiyatçılar, Peygamber Efendimizin Mirac'da Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Kürsi, Arş ve Ruh alemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde, mekansız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü tealayı gördüğünü ifade etti. Peygamber Efendimizin hiçbir mahlükun bilemeyeceği, anlayamayacağı nimetlere kavuşup bir anda Kudüs'e ve oradan da Mekke-i Mükerreme'ye geldiğini kaydeden ilahiyatçılar, bu gecenin ibadetle, gündüzünün de oruçla geçirilmesi gerektiğine işaret etti.

"BU GECE İYİ AMEL EDEN İÇİN 100 YILLIK MÜKAFAT VARDIR"

Bu konudaki iki hadis-i şerifi hatırlatan ilahiyatçılar, bu gece ile ilgili olarak şunları söyledi:

"(Bu gece iyi amel eden için yüz yıllık mükafat vardır.) [İ.Gazali], (Recebin 27. günü oruç tutana, 60 yıllık oruç sevabı verilir.) [İ.Gazali]. Bu mübarek gecede, diğer mübarek geceler gibi, kaza namazları kılmalı, Kur'an-ı kerim ve ilmihal okumalı, tevbe ve dua etmeli, alimleri ziyaret etmeli, fakirleri sevindirmeli, dünya ve ahiret saadeti için, bütün Müslümanlara dua etmelidir. Peygamber Efendimize, 'Rabbini sena eyle!' buyrulduğunda, O hemen 'Ettehiyyatü lillahi vessalevatü vettayyibat' (yani, bütün lisanlar ile olan medhler, övgüler ve senalar, beden ile olan hizmetler ve taatler, mal ile olan iyilikler ve ihsanlar Allahü teala için olsun) dedi. Önce Allahü teala, Habibine gözsüz, kulaksız, vasıtasız, mekansız olarak; 'Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh... (Ey Resulüm! Selamım, bereketim ve rahmetim senin üzerine olsun)" buyurarak, selam verdi. Peygamber efendimiz; 'Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin... (Ya Rabbi! Bize ve salih kullarına da selam olsun)' diye cevap verdiler. Bunu işiten melekler, hep bir ağızdan; 'Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh... (Gözümle görmüş gibi bilir ve inanırım ki, Allahü tealadan başka ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam O'nun Kulu ve resulüdür)' dediler".

Editör: TE Bilişim