15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal (OHAL) kararının alınması ile birlikte birçok yerde ekonominin olumsuz etkileneceği yönünde söylemler yer aldı. Hükümetin ekonomik anlamda hiçbir olumsuz etkilenme yaşanmayacağı demeçlerini teyit eden haberse Ege İhracatçı Birlikleri’nden geldi. Türkiye’nin Irak’a yumurta ihracatının siyasi ilişkilerin bozulduğu süreçte yüzde 40 azaldığını ifade eden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bedri Girit, Irak'a haftada 110 TIR'lık ihracat yapılırken, bu oranın 310 TIR'a yükseldiğini ve OHAL’in kendilerini etkilemediğini dile getirdi.
"Irak’la birlikte diğer ülkelere de arttı"
Yumurta gibi raf ömrü olan ürünlerde özellikle yakın ülkelerle ilişkilerin çok önemli olduğunu dile getiren Bedri Girit, "Geçtiğimiz günlerde Ortadoğu’daki ülkelerle bir gerginlik söz konusuydu. Bu da ticaretimizi maalesef etkiledi. 2014 yılında pik noktaya erişmiştik ama maalesef 2014’ten sonra gerek kanatlı et gerek yumurta ihracatımız geriye doğru geldi ve yüzde 40’lara yakın düşme söz konusu oldu. Fakat 1-2 haftadır enteresan bir gelişme oldu. O da Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın temmuz ayı başlarında komşu ülkelerle tekrar eski düzeydeki ilişkilerimize geri döneceğimize dair barışçıl demeçleriydi. Bu özellikle Irak’la olan ilişkilerimizi çok etkiledi. Sadece Irak da değil Suriye ve diğer ülkelerle de ihracatımız olumlu yönde etkilendi. Fakat resmi kısımda her ne kadar direkt olarak Suriye’ye gönderemiyorsak da orada bizimle çalışan toptancılar veya tüccarlar bizim yumurtalarımızı dolaylı olarak gönderiyorlar" dedi.
110 TIR'dan 310 TIR'a
Devlet kanadından yapılan demeçlerin olumlu etkilerini rakamlarla da ifade eden Girit, Irak'a haftalık 110 TIR seviyesinde olan yumurta ihracatının Başbakan Binali Yıldırım'ın komşu ülkelerle ilgili verdiği demeçlerin etkisiyle 310 TIR'a yükseldiğini ve bu rakamların artarak devam ettiğini söyledi.
"OHAL bizi etkilemedi"
OHAL döneminin daha çok tedbirler düzeyinde alındığını vurgulayan ve ekonomiyi etkilemediğini belirten Girit, "OHAL daha çok İçişleri Bakanlığı’nın kontrolünde olan bir konu, ihracatçılar birliği olarak bizi en çok etkileyen kısım tabi ki ülkenin dış işleri ve dış politikalarıdır. Ülkelerin birbirleriyle olan siyasi ilişkileri bizi çok etkiliyor hatta bir çok kez ticaretimizin önüne geçiyor. Bu anlamda devlet büyüklerinden ricamız, bütün demeçlerde ve ilişkilerde bizim gibi sanayicileri, tüccarları ve ihracatçıları da gözeterek pozitif demeçlerde kalmalarını her zaman arzu ediyoruz. Çünkü gerçekten ihracatı çok etkiliyor. Örneğin OHAL normalde ticaretimizi etkileyecek bir sonuç olarak görülebilir ama etkilemiyor. Çünkü dış politikaya ait bir konu değil ve dolayısıyla bizi etkilemedi" diye konuştu.
"Ticarette dost olmanız gerekmez, düşman olmamalısınız"
Ticarette dostluğun gerekliliğinden çok düşman olmamanın gerekliliğini anlatan Bedri Girit, "Bir insanla ticaret yapabilmeniz için onunla dost olmanız gerekmiyor. Mesela günlük hayatınızda bir sürü ürün kullanıyorsunuz, su içiyorsunuz, yumurta yiyorsunuz ve aldığınız ürünün hiçbirinin patronunu tanımıyorsunuz, onunla kişisel bir dostluğunuz yok. Ama o ürünü kullanıyorsunuz ve ticaretiniz devam ediyor. Ama bir düşmanlığınız olursa o markadan veya o kişiden imtina ederseniz. Özetle, ticareti yapabilmeniz için bir kimseyle dost olmanız gerekmiyor ama kesinlikle ve kesinlikle düşman olmamanız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"İbre pozitiften yana"
Özellikle Irak’taki tüccarların Türkiye ile ticaret yapmayı çok istediklerini ve neredeyse günlük yumurta ile pazarlarına girmeye başlayacaklarını ifade eden Girit, "Onlar bizden fazla bizimle çalışmak istiyorlar, çok ilginçtir. Bizim buradaki demeci, onlar çok daha fazla süsleyerek biraz da abartarak kendi içlerinde lanse ediyorlar. Ama şark kültürü gereği negatif mesajı da abartarak veriyorlar. Ama bugünlerde ibre pozitiften yana olduğu için bizden çok daha fazla pozitif bir mesaj sergiliyorlar" dedi.
Türkiye'de kişi başına 7-8 kilogram balık düşüyor.
Ulusal Balıkçılık Bayramıyla balık sektörünün kalbinin üç gün boyunca İzmir'de atacağını belirten Çiçekçi, "Ulusal Deniz ve Balıkçılık Bayramında balık tutma, olta bağlama, ağ onarma yarışmaları, kıyı temizliği, deniz dibi temizliği, konserler, şovlar ve paneller yer alacak. Deniz ve balıkçılık sektör temsilcileri ikili iş görüşmeleri fırsatı yakalayacak. Sektördeki yeni ürün ve hizmetler de ilk kez görücüye çıkacak" dedi.
Etkinliğin geleneksel hale geleceğini ve balık kültürünün toplumda artacağını belirten Çiçekçi, "Ülkemizde balık tüketimi anlamında denizlerimizi doğru düzgün kullanmıyoruz. Dünyada en az balık tüketen ülkeler arasında yer alıyoruz. Kişi başına diğer ülkelerde 20 kilo balık düşerken Türkiye’de 7-8 kilogram. Bu nedenle balığı tüketeni ve balığı yakalayan ve balıkçılık firmalarını bir araya getirmeyi amaçladık" dedi.
Bayramda herkes balık yesin
Balıkçı İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Şahin Çakan da, bayramda herkesi balık yemeye davet etti. Çakan, “Balıkçılık Bayramı bizim için bir fırsat. Hem bu bayramı kutlayalım hem de yılda bir gün de olsa ülke olarak herkes evinde balık yesin.
Nasıl kurban bayramı olduğu zaman herkes evinde et yiyorsa bu ulusal olarak adlandırılan balık bayramında da balık yiyelim” önerisinde bulundu.
Editör: TE Bilişim