Rahim duvarı kanserinin kadınların her zaman karşısına çıkan bir hastalık olduğunu ifade eden Özsoy, "Özellikle genç yaşlarda, ergenlik çağından itibaren, doğurganlık çağında rahim duvarı kalınlaşmasının bazı nedenleri vardır. Genç kızlarda 'polikistik over sendromu' dediğimiz hastalıklar grubun en başındadır. Menopoza yaklaştıkça rahim duvarı kalınlaşmasından korkarız" dedi.
Menopoz grubuna giren kadınlarda belirli ölçümler yaparak, kan akımlarına bakıldığını ve hastadan bazı hormon testleri istediklerini kaydeden Prof. Dr. Mesut Özsoy, "Hastanemize başvuran menopoz durumundaki kadınlarda bazı ölçümler yapıyoruz.
Bu tetkiklerde kötü yönde bir bulgu yoksa takibe alırız. Menopoz sonrası dönemde rahim duvarında kalınlaşma olduğunda hastalarımızı incelemeye alırız. 3 ya da 5 milimetreyi geçen rahim duvarı kalınlaşmasında menopoz dönemindeki kadınlarda mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Kesin tanı biyopsi ile konur. Buradaki amacımız kadınları rahim duvarı kanserinden korumaktır" diye konuştu.
Bu tetkiklerde kötü yönde bir bulgu yoksa takibe alırız. Menopoz sonrası dönemde rahim duvarında kalınlaşma olduğunda hastalarımızı incelemeye alırız. 3 ya da 5 milimetreyi geçen rahim duvarı kalınlaşmasında menopoz dönemindeki kadınlarda mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Kesin tanı biyopsi ile konur. Buradaki amacımız kadınları rahim duvarı kanserinden korumaktır" diye konuştu.
Ultrasonda uterus denilen rahim duvarı ve yumurtalıklara da baktıklarını vurgulayan Dr. Özsoy, bu tetkik sırasında yumurtalıklardaki kistleri görebildiklerini dile getirdi. Tüpleri ultrasonda değerlendirmenin zor olduğunu belirten Dr. Mesut Özsoy, bu yapıların ilaçlı rahim filmiyle görülebildiğini ve rahim kalınlaşması hakkında ultrasonda önemli bir fikir sahibi olduklarını belirterek, “Bu konuda bize kesin tanı hakkında bilgi veren biyopsilerdir. Biyopsi gold standarttır” ifadesini kullandı.
Editör: TE Bilişim