Yaz mevsimine denk gelen Ramazan’da gün içinde su kaybı fazla olduğundan yemek pişirmeye fazla zaman ayırmanın daha da zorlaştığını ifade eden Prof. Dr. Baş, bu soruna karşı hazır ya da yarı hazır ürünleri önerdi. Geleneksel iftar sofralarının vazgeçilmez öğesi olan çorba için de zengin yöresel lezzetleriyle hazır çorba alternatiflerinin değerlendirilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Baş, hazır çorbaların özellikle çalışan ve vakit sorunu yaşayan aileler için hızlı ve pratik olmasının yanında sağlıklı bir seçenek olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Baş, “İftar sofralarının zenginliği ve psikolojik açlığın etkisiyle bir anda hızlı yemek yeme hazımsızlık ve gaz şikayetlerine neden olacaktır. Sahur sonrası uzun açlık döneminden sonra günün ilk öğünü olan iftar vaktinde ilk yemek çorba olmalıdır. Çorba içildikten sonra 30 dakika kadar ara vermek en ideal olanıdır. Ancak genellikle bunu başarmak birçok insan için zordur. Bu nedenle çorbanın ardından ara verilemiyorsa, yemeği yavaş yavaş yemek ve besinleri iyice çiğnemek önem kazanacaktır. Her gün farklı bir çorba pişirerek hem sağlıklı bir başlangıç yapılabilir hem de besin öğesi dengesi sağlanabilir. Bunun için hazır çorbalar da bir seçenek olarak kullanılabilir, çünkü birçok farklı çeşide ulaşmak mümkündür. Açlık sonrasında midenin uzun süre boş kalması ve ardından bir anda çok yiyecek tüketilmesi sonucu mide ve kalp sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle iftarda yavaş ve az yemek yeme yerinde olacaktır. Eğer oruç ev dışında (işyeri gibi) açılacaksa peynirli bir sandviç veya tost yanına ayran ve meyve suyu tüketilebilir” dedi.
Ramazan’da su kaybının tehlikesinden de bahseden Prof. Dr. Baş, “Vücut 12-14 saat gibi uzun bir süre susuz kalacağından iftar ve sahur arasında 2,5 litre kadar sıvı içilmesi gerekiyor. Özellikle ağır işlerde çalışan kişiler terle birlikte aşırı su ve elektrolit kaybettikleri için şoka girme tehlikesiyle karşı karşıya” diye konuştu.
Editör: TE Bilişim