Projenin tanıtımının yapıldığı toplantıda konuşan Rize Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Mehmet Nuri Gezmiş, yıl içerisinde toplam 30 milyon TL’lik bir kaynak kullandıklarını belirterek, “Bakanlığımızın hizmet politikalarının ilimize rakamsal yansıması olarak çocuklarımızı yurt ortamından çocuk evlerine, yaşlılarımızı nezih bir huzur evine taşıdık. 3 bin 224 engellimize evde bakım hizmeti sağladık. Her bir bakıcıya 670 TL ödeyerek 2012 yılında toplam 23 milyon 580 bin TL ödedik. Ayrıca 200 engellimize kurumsal bakım sağlayarak bunun için ise 4 milyon TL ödedik. 405 çocuğumuza ise ayni nakdi yardım sağlayarak velilerine 2 milyon TL ödedik. İlimiz ölçeğinde devletimizin 30 milyon TL’lik kaynağını harcayarak vatandaşlarımızın memnuniyetini artırmanın gayreti içerisinde olduk” dedi.
Rize Valisi Nurullah Çakır ise konuşmasında güçlü ülkenin sosyal alandaki hizmetleri ile öne çıkabileceğini ifade ederek “Bu alanlarda yapılan hizmetleri hep beraber görüyoruz. Önümüzdeki günlerde yenilerini de göreceğiz. Güçlü ülke demek bir taraftan da bu ve benzeri alanda korunmaya muhtaç kimseleri kucaklayabilmek demektir. Başta sayın Başbakanımız ve onun kıymetli eşleri Emine Erdoğan hanım efendi, bakanlığımız olmak üzere saymış olduğumuz Türkiye’nin gelişimindeki sosyal dinamikleri bir defa daha gözden geçirme adına, bir defa daha alt yapımızı güçlendirme adına, bir defa daha hepimizin kutsal saydığı çekirdek aileyi güçlendirme adına bir proje başlattılar. İşte o projeyi başlatan insanları yetiştiren bu milletin evlatları olarak sizlerde gönüllü bu salonu doldurdunuz. Hepinize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Abdulkadir Kaya ise yaptığı konuşmasında bakanlık olarak özellikle çocukların korunmasında gerekli her şeyin yapıldığını ancak tek kalan eksiğin aile olduğunu kaydederek “Her şey yapılıyor. Tek eksik olan aile. Hem uluslar arası mevzuat. Hem ulusal mevzuat hem de yapılan tüm bilimsel çalışmalar bize gösteriyor ki her çocuğun bir aileye ihtiyacı var. Ya da diğer bir ifade ile her bir çocuk bir aileyi hak ediyor. Çocuğun en iyi bakılabildiği ortam bir rolsem yok ise kendi biyolojik ailesidir. Bazı durumlarda bu biyolojik ailenin çocuğa bakması mümkün olmuyor. Bu durumda çocuğa devlet bakıyor. Onu kimseye bırakmıyor. Ancak yine tüm araştırmaların bize gösteriyor ki kendi öz ailesinin çocuğa bakma imkanı yoksa çocuğun yine en iyi bakıldığı ortam biyolojik aile ortamına en yakın aile ortamıdır. Bu durumda kayımıza koruyucu aile modeli çıkıyor. Bu çocuğa fiili anne ve babalık yapmak demek oluyor. Bu bizim kültürümüze yabancı bir durum değil. Bunun için koruyu aile modelini ön plana çıkartmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilişim
