RÜŞVET VE İRTİKAPTAN SUÇLANIYOR
Bayraklı Belediyesi’ne yönelik geçtiğimiz Nisan ayında ’rüşvet ve irtikap’ iddialarıyla yapılan operasyon sonrasında Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ve yardımcısı Gamze Eraslan’ın da bulunduğu 10 kişi hakkında dava açılmıştı. Başkan Karabağ hakkında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası, yardımcısı Gamze Eraslan hakkında ise 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
İLK DURUŞMA YAPILDI
Operasyon sonrası savcı tarafından hazırlanan iddianamenin ilk duruşması dün 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yaklaşık 8 saat süren duruşma sonucunda mahkeme heyeti, Başkan Karabağ’ı duruşmalardan muaf tuttu. Başkan Yardımcısı Gamze Eraslan hakkındaki adli kontrol şartını da kaldırdı. Dava 3 Kasım’a ertelendi. Açıklamalarda bulunan Başkan Karabağ, “Bugün görüldü ki içi boş bir iddianame saatlerce Bayraklı Adliyesi’ndeki hakimlerimizi ve insanlarımızı meşgul etti. Öncelikle buraya gelen herkese teşekkür ederim. Türkiye haritasında hala cumhuriyet hakimleri olduğunu bugün gördük. Onun için de Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet değerlerine, Bayraklı’da bayrağa, cumhuriyete ve Atatürk’e sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Öte yandan dava süresince bekleyen binlerce kişi çıkışta Başkan Karabağ’ı yalnız bırakmadı.
SEVENLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Başkan Karabağ, dava sonrası Havuz Düğün Salonu’nda partililer ve belediye çalışanları ile bir araya geldi. Burada Başkan Karabağ’ın eşi Bahriye Karabağ, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper de yer aldı. Önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulunan Başkan Karabağ şunları söyledi: “Bugün mahkemede olan arkadaşlar olayı gördüler. Söylenecek bir şey yok. Ama bizim mahkeme sürecinin ilk gününden itibaren, organizenin yaptığı saçma sapan operasyon sonrası, gösterdiğimiz dayanışmayı bu belediyede kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Mesele ben değilim. İçimizden herhangi bir arkadaşımızın başına bir şey geldiğinde haksız da olabilir ama ailesi adına ona sahip çıkmamız gerekiyor. Belediyede bazı arkadaşları değerlendirirken, ‘nasıl tahammül ettin?’ diye soranlar oldu. Ben o insanı tek başına düşünmem. Mutlaka arkasında ailesi vardır. Kendisi tek başına bir şey ifade etmez ama arkasındaki insanlar, hastalar ve çocukları benim için önemlidir. Bana diyorlar ki, ‘başkan getirdiğin adamlar hainlik yapıp yapıp gidiyor.’ Bu onların ayıbı. Benim yapacağım bir şey değil. Ama eşimle bir karar verdik. Eskiden solucan gibi hayvanları yolda gördüğümüzde dikkat etmezdik. Şimdi daha dikkat ediyoruz. Bu hayvanların kıymetini yeni yeni anlıyorum. İçimizdeki yaratıklar demeyim artık, ne olduğu belli olmayan tipler var. Hayvanlar bu tiplerden daha değerli bizim için. Hiç olmazsa birbirlerini satmıyorlar ve vefakar dostlar oluyorlar.”
"AZİZ NESİNLİK HİKAYE"
“Ne yaparsa yapsınlar bizim Bayraklı’daki yürüyüşümüzü durduramayacaklar” diyen Başkan Karabağ, “Evimi dinliyorlarmış, gittiğim yerleri dinliyorlarmış; dinleye dinleye bir hal oldunuz. Bir de kendinizi dinleyin bakalım. Her gün yeni bir şey çıkıyor. Beni içeri atacaklarmış. Gider yatarım. ‘Adam gibi yattı’ derler. Davada iki telefon yüzünden 5 saat telefon muhabbeti dinledik. Hakikaten Aziz Nesinlik bir hikaye. Rahmetli yaşasaydı bu davayı anlatırdı. İki telefon geldi mi gitti mi? Nereye gitti? Oraya gitti. Uçaklarla paralar, altınlar gidiyor. Bu süreçleri yaşayacaktık, biliyoruz. Ama şunu söyleyeyim bizim dayanışmamız giderek büyüyor. Sizleri tebrik ediyorum. Dayanışma ruhunu geliştirdiniz” dedi.
"ATATÜRK YOLUNDAN YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Karabağ, kendisinin Bayraklı’dan gitmesini bekleyenler olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Şimdi bekliyorlar ki Hasan Başkan Bayraklı’dan gitsin. ‘Bayraklı’yı alalım’ diyorlar. İyi de nasıl alacaksınız? Burada herkes Hasan Karabağ oldu. Hiçbir yerde bu birliktelik yok. Keşke İzmir’de bunu yapabilsek. Sevgiye dayalı, partili partisiz herkesi kucaklayan bir belediye başkanına sahip çıkma duygusu. Aslında bu duyguları İzmir’de büyütebilirdik. Ama maalesef o orijinde ve misyonda insanlarla bir arada değiliz. Onun için dünya nimeti kaygısı fazla olan arkadaşlar o kaygılarla baş başa bırakıyoruz. Biz Atatürk yolunda yürümeye devam edeceğiz. O bizim her şeyimiz. Atatürk’ün yolundan ayrılmadığımız sürece bu ülkenin başına bir şey gelmez. Ama ayrılınca bugünlerde rezilliğimiz çıktı. Bana dernekler geliyor. ‘Piknik yapacağız, kahvaltı yapacağız, halay çekeceğiz’ diyorlar. Bunları yapalım da bu ülke, cumhuriyet yıkılırsa nerede halay çekeceğiz kadınlı erkekli? ‘Birçok ilin konfederasyonları var, onlara bir araya gelin’ dedim. Sivil toplum kuruluşlarının dayanışma zamanı. Liseliler kadar olamadık. İşimiz kolay değil zor. Ama sizin gibi inançlı kardeşlerimle bu işlerin üstesinden geleceğini düşünüyorum.”
Editör: TE Bilişim