Türkiye'de meme kanseri gençlerde daha sık görülüyor Türkiye'de meme kanseri gençlerde daha sık görülüyor
 Ramazan ayı, insanı ruhen, fiziken ve zihnen rahatlatan bir aydır. Fakat Ramazan ayını pozitif ve negatif etkiler olmak üzere vücutta meydana getirdiği 2 farklı yönüyle incelemek daha doğru olacaktır” diyen Diyetisyen Işıl Turgay Canbolat, sözlerine şöyle devam etti:
“Ramazan ayının yaz aylarına gelmesiyle beraber uzayan açlık süresi vücutta beklenmedik reaksiyonlar oluşturmaktadır.     Özellikle sahur yapmadan gece yarısı atıştırılıp yatılan bir öğün ile oruca başlamak bireylerin yapacağı ilk yanlıştır.
Önemli olan yemek üzerine yatılmaması ve sahura kalktıktan sonra hafif fakat posa oranı yüksek besinlerin tercih edilmesidir. Yemek üzerine yatılması, vücuda alınan besinin henüz mide içerisinde sindirime uğramadan yemeklerin yemek borusundan geri gelmesine, yani bir nevi reflüye sebep olur. Sahura kalkmadan oruç tutulmasıyla uzun süre aç kalınması sonucunda kan şekerinin düşmesine bağlı olarak hem hipoglisemik atakların gözlenmesi hem de beynin kullandığı enerji olan karbonhidratın tükenmesi vücutta keton oluşumuna sebep olmaktadır. Bir süre sonra bireyler zihinsel fonksiyonlarını beklendiği oranda karşılayamamakta, ağız içi yaraların artması, diş ve tırnaklarda güçsüzlükler ile başlayan fizyolojik değişimler baş göstermektedir. Dolayısıyla burada yapılması gereken, gece bir şeyler tüketilmeden iftar sonrası vücudun kaybettiği suyu ve nemi dengelemek ve sahura kalktıktan sonra yine su tüketimi ile beraber hafif bir öğün planlaması yapmaktır. Öğün planlamasına örnek olarak mutlaka 1 adet sahur anında haşlanmış, beklememiş bir yumurta ile az yağlı ve mutlaka az tuzlu keçi veya inek peyniri, yanında mutlaka tam tahıllı veya çavdarlı bir ekmek, bol miktarda kabuklu söğüş (domates, salatalık, biber) ve zihinsel fonksiyonlar için 1 yemek kaşığı kadar fındık, badem veya ceviz tüketimi ile büyükçe bir bardak su olmalıdır.”

  Beslenme ve Diyet Uzmanı Işıl Turgay Canbolat, “Ramazan ayının diğer bir yönü ise vücutta oluşturduğu manevi huzur, dinimizin gerekliliği ve gerçekten vücut için oluşturacağı bir arınma şeklidir” diyerek, “Ramazan ayı kesinlikle bir zayıflama süreci olarak görülmemelidir. Çünkü uzun süre aç kalınca zayıflarım daha sonra da bu zayıflama ile beraber küçülen mide ile hiç yemek yemem ve zayıf kalırım düşüncesi tamamen yanlıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Canbolat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Vücut için nasıl bir arınma bu? Metabolizma belirli düzenlere alışabilen sürekli olarak değişiklik gösterebilen özel bir mekanizmadır, bu doğru. Fakat bu mekanizmayı sürekli olarak kısa aralıklarla değiştirmeye çalışmak vücutta kalıcı hasarlara sebep olacakken, 1 ay boyunca sabit ve düzenli çeşitli beslenme ile vücut tamamen arınırken, karaciğerde, böbrekte ve midede oluşan yük tamamen ortadan kalkmaktadır. Sahura kalkılarak az önce verdiğim menü tarzında yapılan ufak değişikliklerle bir beslenme tarzı oluşturulurken, iftarda kesinlikle 1 adet kuru hurma ile dengelenen kan şekeri, sonrasında mideyi rahatlatmak için içilen 2 kepçe kadar bol sebzeli az yağlı veya bakliyatlı hafif bir çorba ile 20 dakika kadar ara verilerek yapılacak bir iftar menüsü planlanmalıdır. Verilen 20 dakika aradan sonra hafif bir etli, yağsız, sadece renk vermek için kullanılan az salçalı sebze yemeği ve bazen 1 dilim esmer ekmek ve bazen 2-3 kaşık pilav ile bir öğün planlanmalıdır. Yemeklerden 1 veya 2 saat sonrasında ara öğün olarak mutlaka kalsiyum desteği olarak süt, yoğurt veya kesinlikle benim önerim kefir ile vitamin desteği olan meyve gruplarını dengeli bir şekilde tüketmek gerekir. Nedir dengeli meyve tüketimi? 1 porsiyon meyve olarak 3 ince küçük kek dilim karpuz veya 3-4 adet kayısı veya 1 orta nektarin veya yarım muz veya 12 kiraz 1 porsiyon meyveye denk gelmektedir. Meyvenin günde 5-6 porsiyona ulaşması günlük karbonhidrat miktarını arttıracak ve vücudun depo formu olan yağ şeklinde karaciğerde depolanmaya sebep olacaktır. Bu nedenle Ramazan ayında meyve tüketimi sahurda 1 iftarda 2-3 porsiyon olacak şekilde tüketilmelidir. Bu şekilde planlanabilecek iftar ile karaciğer fazla yükten kurtulurken, düzenli bir şekilde karşılanan su ihtiyacı ile uzun oruç vakti rahat bir şekilde geçirilebilmektedir. Bunun yanı sıra Ramazan ayında çok sıcaklarda direkt güneşe maruz kalmamak, öğle saatlerinde çok fazla dışarıda bulunmamak doğru bir tercih olacaktır.”
Editör: TE Bilişim