Bu sırada anma programına devam eden grup üyeleri, "Bu acı hepimizin", "Bazı yaralar zamanla silinmez" yazılı pankartlar açtı ve ardından beraberlerinde getirdikleri karanfil ve mumları koyarak sessizce oturdu.
Grup adına basın açıklaması yapan Zişan Tokaç, "1915 yılının o gününde Anadolu'nun en eski halklarından Ermenilerin, 250 kadarı apar topar evlerinden alınıp Çankırı ve Ayaş'a, dönüşü olmayan bir yola sürüldü. Mebusu, doktoru, çevirmeni, öğretmeni, gazetecisi, yazarı, sanatçısı bütün bu insanlar bir halkın sesiydi. Meşrutiyet sonrasının özgür ve eşit günlerine inanmıştı. Düşleri, dönüşsüz yollarda kendileriyle birlikte kayboldu gitti. Sesini yitiren bir toplumun başka neyi kalır ki geriye? Çoluk çocuk, genç yaşlı, kafilelerle Ermeni halkı Anadolu'nun dört bir bucağından çöllere sürüldü. Evin erkekleri öldürüldü. Kiliseler, okullar harabeye döndü. Mal mülk el değiştirdi. O korkunç soykırımın sonunda Ermenilerin varlığından geriye sadece yasaklı fısıltılar kaldı" dedi.
Anma törenine gazeteci Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, BDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Sebahat Tuncel, Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar, Ufuk Uras, Hüseyin Hatemi, Hilal Kaplan ile çok sayıda kişi katıldı. Burada söz alan Ufuk Uras "Bir tarafta İttihat ve Terakki cinayetleri, bir tarafta kurbanlar, bu bizim ortak acımız diyorum. Biz bu yüzleşmeyi sağlayarak 21.yüzyılın demokrasisini kuracağız. Dikkat ederseniz burada her renk vardı.Yani aslında siyaset üstü, insani ve vicdani. İttihat ve Terakki'yle yüzleşmeden bu ülkede demokrasi olmayacak" diye konuştu.
Ardından söz alan Rakel Dink ise, "Okumaya dayanamadığım şeyleri insanlarımız yaşamışlar ve bugün hala yaşıyorlar. Bunu idrak edip de acıyı paylaşmıyorsa insanoğlu vay buna diyorum" ifadelerini kullandı.Grup açıklamanın ardından dağıldı. Protestocu kalabalık da bunun üzerine eylemini sona erdirdi.
Editör: TE Bilişim