Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'ın 12 yıllık zorunlu eğitimle ilgili açıklamasına tepki göstererek, "Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası'nda düzenlenen TL Simge Yarışması sonuçlarının duyurulacağı programa katıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da katıldığı programda Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, konuşması sırasında sinevizyon gösterisi şeklinde TL'nin 2002 yılından itibaren geçirdiği süreci anlattı. Yarışmaya vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini belirten Başçı, 8 bin 362 adet başvuru yapıldığını ve bunların arasından 7 simgenin belirlendiğini kaydetti. Tülay Lale'ye ait olan simgenin kabul edildiğini belirten Başçı, diğer üç simgeye de teşvik ödülü verdiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, yarışmaya cezaevlerinden bile katılanların olduğunu belirterek, "Ülkemizde vatandaşlarımızın ne denli bir duyarlılık içinde olduklarını göstermesi bakımından önemlidir" değerlendirmesini yaptı. "TL için böyle bir simge belirleyerek, bu simgeyi yaygın bir şekilde kullanıma sürerek aslında kullandığımız operasyonda önemli bir aşamayı daha geride bırakıyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, 1 Ocak 2006 yılında TL'den 6 sıfır atıldığını, Yeni Türk Lirası'nın 4 yıl tedavülde kaldığını söyledi. 2009 yılında da TL'nin yürürlüğe girdiğini kaydeden
Başbakan Erdoğan, "2010 yılından itibaren de operasyonu başarıyla tamamlayarak artık TL'yi hem ulusal hem de uluslararası arenada itibarlı olarak kullanmaya başladık" diye konuştu. Başbakan, 12 yıllık eğitim düzenlemesiyle ilgili eleştirilere de cevap verdiği konuşmasında, "Geçmişte hazırlanan bir kısım raporlar, antidemokratik yöntemlerle uygulamaya geçtiyse ve bu ülkeye çok ağır faturalar ödettiyse, biz de çıkar, bunu eleştiririz. Kesintisiz eğitim, topluma büyük zarar verdi, çocuklara çok ağır zararlar verdi ama bütün bunlarla birlikte, en çok da ekonomiye zarar verdi. İşadamlarını temsil eden bir örgüt, eğitim sistemine kendi ideolojisini dayatarak, adeta kendi ayağına kurşun sıktı. 28 Şubat sonrasında uygulanan kararlar neticesinde, bu ülkenin meslek liseleri adeta yok olma noktasına geldi. Zararı kim gördü, sanayici gördü, ekonomi gördü, ülke ve millet gördü. Geçmişte yaptıkları bu hatayı, bugün aynı şekilde tekrarlamak istiyorlar. Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz. Biz, işçisiyle, patronuyla, yoksuluyla, zenginiyle
75 milyonun hükümetiyiz" ifadelerini kullandı.
