Türkiye’yi tahrik ve taciz kıskacına alıp iç huzursuzluğa hapsetmek için fırsat kollayanlara müsamaha gösterilmemelidir.
Türkiye Fransa’ya benzemez, Türkiye onun bunun kirli emeliyle kaosa çekilemez.
Herkes aklını başına alsın.
Devlet, millet ve vatan üstünde kazı yaptırmayız.
Yabancı istihbarat örgütlerine piyonluk yapanlara göz açtırmayız.
Göç konusu insanlık sorunudur.
Ancak ve ancak insanlığın müşterek ve müspet girişimiyle, tek yanlı değil külfetin eşit dağıtımıyla üstesinden gelinecektir.
Hepsinden mühimi göçe neden olan şiddet ve karanlığın önlenmesiyle, insana yaraşır hak, hukuk ve kazanımların tesisiyle kontrolsüz insan akının durması mümkün olabilecektir.
Palavraya yer ve gerek yoktur.
Boşa sallayıp dolu tutmanın ahlaki kalıcılığı ve kapsayıcılığı olmayacak, olamayacaktır.
Göç konusunu asıl bağlamından koparıp cepheleşmeyi körüklemek, cebelleşecek öteki yaratmak, yapay düşman imal etmek insanlık onuruna ve özellikle ülkemize yapılacak en dehşet verici kötülüktür.
Biz kötünün ve kötülüğün sonuna kadar da karşısındayız, hiç sarsılmadan ve yerimizden sapmadan karşısında olacağız.
Fransa’daki sancılı gelişmelerin sükûnete kavuşmasını ümit etmenin yanında, Türk ve İslam düşmanlığının körüklememesi samimi beklentim ve temennimdir.
Hangi coğrafya veya ülke olursa olsun sokak aralarının izbelikleri, kamu malına zarar veren şiddet eylemleri ve kanunsuz gösteriler meşru hak arama aracı olmamalı ve kesinlikle de tasvip edilmemelidir.