Uğur'un yüzündeki ödemden dolayı hâla şişlik olduğunu kaydeden Prof.Dr. Özkan, "Özellikle bir yılı geçmeden kesin bir şey söylemiyoruz. Bu, Uğur'un ham görünümü. İnsanların beğenmiş olması çok güzel. Biz de beğendik. Bu kesinlikle Uğur'un son hali değil" şeklinde konuştu. Uğur'un Ahmet Kaya'ya bu kadar çok benzemesine kendilerinin de şaşırdığını söylen Prof.Dr. Özkan, zamanla yüzdeki dokuların daha da oturacağını ifade etti. 3-4 ay sonrasında sinirlerin gelişmeye başlamasının ardından kaslarının çalışacağını ve Uğur'un kendisini çok daha beğeneceğini söyleyen Prof.Dr. Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Altıncı aydan sonra gülme hareketi, ağlama, kızma hareketleri çok önemli. Mimik hareketlerinin gelmesini bekliyoruz. O zaman çok daha güzel olacağını düşünüyoruz." Uğur Acar'ın Ahmet Kaya'ya benzemesinin her ikisinin birbirinin profiline uymasından kaynaklandığını belirten Prof.Dr. Özkan, Uğur'un kişisel alışkanlıklarının ileriki süreçte yüzünü Ahmet Kaya'dan ayıracağını kaydetti. Ne kadar güler, ağlar ve sinirlenirse bunların etkileyeceğini anlatan Prof. Dr. Ömer Özkan, şunları söyledi: "Muhtemelen değiştirecektir biraz. Biraz daha Uğur'a benzeyecektir. Ama gelecekte bir süre sonra Uğur'un günlük yaşamındaki özelliklerinden dolayı kendi yüzü ondan kapacaktır.
Sürekli gülen ve somurtan bir insan olarak düşünün yüz ona göre değişecektir. Tam anlamıyla Ahmet Kaya'ya benzemeyecek."
Uğur Acar'ı kendisinin tıraş etmesine değinen Prof. Dr. Ömer Özkan, bu işleminin yüzün hassasiyetinden kaynaklandığını söyledi. Özkan, plastik cerrahi doktorların zaman zaman hastanın bütün ihtiyaçlarına yardım ettiğini de bildirdi.
Editör: TE Bilişim