Binali Yıldırım, Balçova’da kalabalık partili grubu tarafından karşılandı. Yoğun ilgi nedeniyle izdiham yaşandı. Sevgi gösterileri arasında kalan Yıldırım, güçlükle platforma ilerleyebildi.
Partililere seslenen Yıldırım, Büyükşehir ve Balçova’nın hizmet fakiri olduğunu belirterek “Balçova’ya çeşitli ülkelerden şifa bulmak için geliyorlar.
Balçova’nın içinde siz araçlarınızı park edecek yer bulabiliyor musunuz? Trafik çilesi günden güne sizi çileden çıkarıyor mu?” diye sordu. Yıldırım, sorularına ‘evet’ yanıtını aldı.
11 yıl içinde Türkiye’nin gururu dünyanın gıptayla baktığı Marmaray’la Asya ve Avrupa’yı, Çinle İngiltere’yi birbirine bağladıklarını kaydeden Yıldırım, şöyle konuştu: “Ama Balçova’da bakıyorsunuz, Teleferik’i bir türlü yapamadılar.
Balçova denize ulaşabiliyor mu?, dağa çıkabiliyor mu? Burası, denizle yeşil arasında kalmış İzmir’in en önemli ilçesi. Belediye öyle çok hizmet yapmış ki, bütçesi yetmemiş 28 trilyon borçlanmış. 28 trilyon borç nedir? Kültür merkezi mi, otopark mı, teleferik mi, imar planı mı yapıldı. Jeotermal enerji her yere gidecek denildi, gitti mi? İnsanları Çanakkale’ye oraya buraya götürmekle olmaz. Önce ilçedeki sorunları halledeceksin.”
“HİZMET KABİLİYETİNDEN YOKSUNLUK VAR"
Siyasi hayatlarında mazeretin değil iş ve hizmetin olduğunu anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunun sözünü veriyorum. Biz mazeret üretmeyecek, iş ve hizmet üreteceğiz.
Bizim siyasi hayatımıza baktığınız da Türkiye’nin her köşesinde hizmetimiz var. İzmir’in gözüken hangi eseri varsa onda bu kardeşinizin eli var. İlçe, şehirle köyü bir arada yaşıyor. Bir tarafta koyunlar var, bir tarafta apartmanlar yükseliyor. Bu bir vizyonsuzluk. Bununla ilgili yasa çıkardık.
Ama maalesef o Büyükşehir de bekliyor. İnsanların hizmet yapma kabiliyeti yoksa her zaman mazeret üretirler. Mazeretlerin bedeli İzmir’in büyük bir köye dönüşmesiyle sonuçlanıyor. İzmir’in büyükşehir Belediye başkanı iki sözünün biri ‘İş yapacaktık ama hükümet engel oldu, paramız gelmedi’ şeklinde.
Koca bir yalan İzmir’e verilen bütçe diğer illerden fazla. Yüzde 90’ını hükümet veriyor. 7 yıllık bütçelerine baktım. Ne yaptığına baktım. Yüzde 50’nin altında yani 3 milyar (katrilyon) parayı harcayamamış. 'Biz destek almıyoruz, hizmet yapamıyoruz' deniyor. Sana para vermişiz, yarısını harcamışsın yarısı duruyor. Kimse bu mazeretlerle İzmirliyi oyalayamaz. Size söz veriyorum. 30 ilçede İzmir’in kaderini değiştirecek ekibi kurduk. Kaplumbağa hızını yıldırım hızına çevireceğiz”.
Bizim siyasi hayatımıza baktığınız da Türkiye’nin her köşesinde hizmetimiz var. İzmir’in gözüken hangi eseri varsa onda bu kardeşinizin eli var. İlçe, şehirle köyü bir arada yaşıyor. Bir tarafta koyunlar var, bir tarafta apartmanlar yükseliyor. Bu bir vizyonsuzluk. Bununla ilgili yasa çıkardık.
Ama maalesef o Büyükşehir de bekliyor. İnsanların hizmet yapma kabiliyeti yoksa her zaman mazeret üretirler. Mazeretlerin bedeli İzmir’in büyük bir köye dönüşmesiyle sonuçlanıyor. İzmir’in büyükşehir Belediye başkanı iki sözünün biri ‘İş yapacaktık ama hükümet engel oldu, paramız gelmedi’ şeklinde.
Koca bir yalan İzmir’e verilen bütçe diğer illerden fazla. Yüzde 90’ını hükümet veriyor. 7 yıllık bütçelerine baktım. Ne yaptığına baktım. Yüzde 50’nin altında yani 3 milyar (katrilyon) parayı harcayamamış. 'Biz destek almıyoruz, hizmet yapamıyoruz' deniyor. Sana para vermişiz, yarısını harcamışsın yarısı duruyor. Kimse bu mazeretlerle İzmirliyi oyalayamaz. Size söz veriyorum. 30 ilçede İzmir’in kaderini değiştirecek ekibi kurduk. Kaplumbağa hızını yıldırım hızına çevireceğiz”.
“TÜRKİYE'YE ÇAĞ ATLATTIK”
Türkiye’de 11 yıl boyunca çağ atlattıklarını ve en önemli projeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: “Bizim anladığımız tek şey iştir, hizmettir.
Dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürdük. Çocuklarımızın geleceğini hazırladık. 2002 yılında Türkiye’de internet yoktu. Bugün en hızlı ve en sosyal kullanan ülkelerin başında geliyor. İzmir, internette iş, ticaret ve seyahat yapan illerin başında geliyor. İşte böyle çağdaş İzmir’e çağdaş hizmeti getirmek bize nasip oldu.”
Dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürdük. Çocuklarımızın geleceğini hazırladık. 2002 yılında Türkiye’de internet yoktu. Bugün en hızlı ve en sosyal kullanan ülkelerin başında geliyor. İzmir, internette iş, ticaret ve seyahat yapan illerin başında geliyor. İşte böyle çağdaş İzmir’e çağdaş hizmeti getirmek bize nasip oldu.”
“LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ”
İzmirlilerin hangi hizmetin yapılıp hangi hizmetin yapılmadığı konusunda her türlü bilgiye sahip olduğunun altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmirliler neyin yapılıp neyin yapılmadığını gün gibi biliyor.
Biz söz verip seçim olduktan sonra sözünü unutanlardan değiliz, olmadık asla da olmayacağız. Siz gelecek 5 yıla imzasını atacak yerel yöneticilerinize siz karar vereceksiniz.
Karar verirken bugüne kadar bu kente kim ne verdi, bundan sonra ne verecek bunu iyi düşünün. Seçimden sonra kaybolacak yeni 5 yılın ahıyla vahıyla şikayet etmeye hakkınız olmayacak. Hizmette sınır olmaz, Destek vermeseniz dahi, İzmir için kalkınması için çalışmaya üretmeye devam edeceğiz.”
Biz söz verip seçim olduktan sonra sözünü unutanlardan değiliz, olmadık asla da olmayacağız. Siz gelecek 5 yıla imzasını atacak yerel yöneticilerinize siz karar vereceksiniz.
Karar verirken bugüne kadar bu kente kim ne verdi, bundan sonra ne verecek bunu iyi düşünün. Seçimden sonra kaybolacak yeni 5 yılın ahıyla vahıyla şikayet etmeye hakkınız olmayacak. Hizmette sınır olmaz, Destek vermeseniz dahi, İzmir için kalkınması için çalışmaya üretmeye devam edeceğiz.”
“KAPSAMLI DOSYA ELİMİZDE”
Sabah saatlerinde çiçek üreticilerini ziyaretinde de konuşan Yıldırım, sorunlara yönelik bilgi aldı. Sıralanan sıkıntıları tek tek not alan Yıldırım, şunları söyledi: “Çiçekçilik esasında iki türlü yapılıyor. İzmir’de süs bitkileri ve kesme çiçek üretimi var. Bayındır’da ciddi pazar payı var. Belediyeler ve kurumlar çiçek alıyor.
Kesme çiçek sistemi daha farklı bir duruma sahip. Gittikçe daralan üretim alanları sektörü zora sokuyor. Satışı özendirecek ciddi düzenleme yapılmalıdır.
Cenazelere çiçek yerine çelenk gönderilmesi, vakıflara para yardımı yapılması sektörü olumsuz etkiliyor. Sebze ve meyve ile çiçekçiliğin ayrı vergilendirilmesi başka bir sorun. Yine verilen destekler de pratikte katkı sağlamıyor. Bizim elimizde kapsamlı dosya var”
Kesme çiçek sistemi daha farklı bir duruma sahip. Gittikçe daralan üretim alanları sektörü zora sokuyor. Satışı özendirecek ciddi düzenleme yapılmalıdır.
Cenazelere çiçek yerine çelenk gönderilmesi, vakıflara para yardımı yapılması sektörü olumsuz etkiliyor. Sebze ve meyve ile çiçekçiliğin ayrı vergilendirilmesi başka bir sorun. Yine verilen destekler de pratikte katkı sağlamıyor. Bizim elimizde kapsamlı dosya var”
“KOLAYCILIĞA KAÇMAK YOK”
30 Mart’ta yerel seçime gireceklerini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: “İzmir’in tüm katmanları bizim sorumluluğumuzdur. Her sektörü mümkün olduğu kadar ziyaret edip sorunlarını not ediyoruz.
Biz bir iki ay içinde sorunları çözeceğimizi söylesek de inanmayın. Seçim kampanyalarında verilen sözlerin buharlaştığını görüyoruz. Geçmiş yönetimlerin verdiği sözlerin gerçekleşme oranları belgeleriyle ortada.
Biz onun yerine sizi tanımak istiyoruz. Göreve gelirsek ‘konu bizim değil, başka bakanlığın işi’ diyerek kolaycılığa kaçmayacağız. Doğru olan projelerde yanınızda olacağız, destek vereceğiz. Bu ziyaret birbirimizi anlama ziyaretidir.”
Biz bir iki ay içinde sorunları çözeceğimizi söylesek de inanmayın. Seçim kampanyalarında verilen sözlerin buharlaştığını görüyoruz. Geçmiş yönetimlerin verdiği sözlerin gerçekleşme oranları belgeleriyle ortada.
Biz onun yerine sizi tanımak istiyoruz. Göreve gelirsek ‘konu bizim değil, başka bakanlığın işi’ diyerek kolaycılığa kaçmayacağız. Doğru olan projelerde yanınızda olacağız, destek vereceğiz. Bu ziyaret birbirimizi anlama ziyaretidir.”
TURİST NEDEN GELMİYOR SORGULANMALI
Balçova’nın İzmir için önemli olduğunu belirten Yıldırım, seracılık ve jeotermalin dengeli olması gerektiğine vurgu yaptı.
Balçova’da imar ve yapılaşma ile ilgili sorunların artık sona ermesi gerektiğini anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "İlçenin geleceğinin de bir an önce karar verilmesi lazım.
Arsası olan, çiçekçilik yapan da mağdur durumda. Konular geniş şekilde ele alınacak. Şehrin kalbinde iyi bir görüntü yok. Çiçek dediğinizde akılda çağrışan güzellik demektir.
Güzelliğin yansıması gerekiyor. Bölge çok karmaşık durumda. Denize sahili olan bir ilçemiz ama denizi kullanamıyor. Baraja doğru yükselen yeşil dağlar, teleferik çalışmadığı için maalesef insanlar gidemiyor. Biz mazeret üretmeyeceğiz. İş üreteceğiz. Sorunların değil çözümün parçası olacağız.
Çünkü 11 yılımızı böyle geçirdik. Hizmet odaklı çalıştık. Asla ve asla kolaycılığa kaçmadık. İzmir’in geri gittiğini İzmir’i yönetenler de söylüyor. İzmir büyük köye dönüşüyor.
Bu durumdan şikayet etmek yeterli değil. Buna bir şekilde dur dememiz lazım. Niye 4 milyonluk şehre 1,5 milyon insan geliyor. Antalya’ya 12 milyon insan geliyor.
Misafirin yarısı bile gelmiyorsa sorgulanması gerekir.”
Arsası olan, çiçekçilik yapan da mağdur durumda. Konular geniş şekilde ele alınacak. Şehrin kalbinde iyi bir görüntü yok. Çiçek dediğinizde akılda çağrışan güzellik demektir.
Güzelliğin yansıması gerekiyor. Bölge çok karmaşık durumda. Denize sahili olan bir ilçemiz ama denizi kullanamıyor. Baraja doğru yükselen yeşil dağlar, teleferik çalışmadığı için maalesef insanlar gidemiyor. Biz mazeret üretmeyeceğiz. İş üreteceğiz. Sorunların değil çözümün parçası olacağız.
Çünkü 11 yılımızı böyle geçirdik. Hizmet odaklı çalıştık. Asla ve asla kolaycılığa kaçmadık. İzmir’in geri gittiğini İzmir’i yönetenler de söylüyor. İzmir büyük köye dönüşüyor.
Bu durumdan şikayet etmek yeterli değil. Buna bir şekilde dur dememiz lazım. Niye 4 milyonluk şehre 1,5 milyon insan geliyor. Antalya’ya 12 milyon insan geliyor.
Misafirin yarısı bile gelmiyorsa sorgulanması gerekir.”
Yıldırım, Balçova Çiçek Mezatı’nda açık artırmaya katıldı. Tanesi 23.8 kuruştan 2 bin 500 karanfil alan Yıldırım, yetkililerden bilgi alırken kesme çiçek üretimine de destek vereceklerini söyledi.
Editör: TE Bilişim