Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ve AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Sağlık-Sen tarafından düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı etkinliğine katıldı. Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sendika yöneticileri ve sendika üyelerinin de katıldığı etkinlikte, sağlık çalışanlarının sorunlarına değinen Kafkas, sağlık çalışanlarının sorunlarının olduğunu ancak Türkiye’nin imkanları ve potansiyelinin belli olduğunu söyledi. Binali Yıldırım ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışmalarıyla marka olduğunu söyleyen Kafkas, İzmir’deki sıkıntılardan bahseden sendika yöneticilerine seslenerek, “İzmir takıntısından kurtulmanızı istiyorum. İzmir zor değil. İzmir’de yaşadım. Neresi zor bu kentin? Onun için Binali Yıldırım diyor ki, ‘her şey kolay’. Türkiye cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar bakan geçti, bu kadar başbakan geçti. Kimse Binali Yıldırım ve Tayyip Erdoğan kadar marka olmadı. Daha çok koştuğu için bugün Tayyip Erdoğan Türkiye’nin en başarılı başbakanı. Türkiye’de 80 yıl kadar yapılan kadar iş yaptı. Hatırlayın, başbakanımızdan bir önceki başbakan 20 santim adımlarla yürüyordu, Türkiye de 20 santim adımlarla yürüyordu ama bugün Başbakanımız 20 saat çalışıyor. Millet 75 adım atarken o 80 adım atıyor. Bir hafta kendisiyle yürüdüğünüz zaman bir ay kendinize gelemiyorsunuz. Ondan sonra tesadüf değil başarı” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İMKANLARI BELLİ”
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş tarafından aktarılan sağlık çalışanlarının sorunlarına da değinen Kafkas, “Bizim ‘en mükemmeli yaptık’ diye iddiamız yok. Türkiye’nin imkanları, potansiyeli belli. Siz bu potansiyelle iş yapıyorsunuz. Bu ülke sağlık çalışanlarını 10 yılda ikiye katladı mı? Keşke daha çok doktorumuz hemşiremiz olsaydı. Keşke daha çok alma imkanımız olsaydı. Sağlık sorunlarının çözülmesi için daha çok insan gücüne ihtiyacımız var ama Sağlık Bakanlığımızla ortak çalışmayı bir türlü kabul edemediler. Anlatamadık, bu ülkenin doktora, tıp fakültelere ihtiyaç olduğunu anlatamadık. Tıp fakültesi sayısı ikiye katlandı ama bunların yetişmesi çok kısa süre içinde çözülecek bir olay değil” dedi.
“YIPRANMA ZAMMI SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DA HAKKI”
Her tıp bayramında bir öncekinden daha az sıkıntı olduğunu dile getiren Kafkas, “Biz sizinle masanın aynı tarafındayız. Takdir etmeniz lazım ki bizim milli gelirimizle Almanya arasında beş kat mesafe var. Siz nasıl imkanlarınız ölücüsüyle operasyon yapıyorsanız biz de imkanlarımız ölçüsünde yapıyoruz. Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanlarının lehine irade koymuştur. Sizin çalışma koşullarınızı biliyoruz. Emeklilik sorunu çözülmeli ama ciddi adımlar atılmıştır. Yıpranma zammını bana göre alacaksa bir tek yerin altında çalışan maden işçisi almalıdır. Diğer meslek gruplarını küçümsemiyorum ama onlar yıpranma zammı alıyorsa sağlık çalışanlarının da hakkıdır. Performans sistemi sayesinde diğer çalışanlardan sağlık çalışanlarının daha çok para almasını bir şekilde sağladık. Diğer mesleklere göre daha çok kazanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BÜTÇE 10 YILDA 10 KAT ARTTI”
Konuşmasına 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayarak başlayan Binali Yıldırım da, 10 yıldır ülkede her alanda birçok reforma ve hizmetlere imza attıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bunların gerçekleşmesinde de en önemli kaynağımız bize kayıtsız şartsız destek veren 76 milyon ve o desteği arkasında hisseden liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sağlıktaki bütçe 10 yılda 10 kat arttı. Kişi başı sağlık harcaması bin dolara yaklaşmış durumda. Yaşam süresi uzadı, hastanelerdeki konforlar attı. Benden daha iyi biliyorsunuz.”
“ALLAH SİZE DÜŞÜRMESİN”
Sağlık alanında alt yapıyı geliştirmek için çok önemli bütçeler ayırdıklarını kaydeden Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık alt yapısını fiziki mekanların kalitesini geliştirdik. Hastane donanımlarını geliştirdik. Modern teknolojileri en iyi şekilde kullanır hale getirdik. Sağlık personeli istihdamını da çok artırdık. Sağlıkta bir Türk modeli oluştu bu model birçok gelişmekte olan ülkeye örnek oldu. Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye reformunu birçok ülkeye model olarak sunuyor. Sağlık hizmetlerindeki çok başlılık, kuyruklar, bıçak parası yok. Sağlık hizmetlerine herkesin erişimi sağlandı. Her kesimde karşılık bulan uygulamalar hayata geçti ancak bir yarayı zamanında sarmak sadece sizin elinizde. Acilinden rutinine müzmininden geçicisine kadar bütün bunları en iyi şekilde yapmak için gayret gösteriyorsunuz. Allah sizin eksikliğinizi vermesin. Allah size de düşürmesin. Yanlış anlamayın, hasta olmayalım, Allah dert verip derman aratmasın.”
“İZMİR’İN KAYBEDEN BİR ŞEHİR GÖRÜNTÜSÜ VAR”
Konuşmasında İzmir’de hizmet yetersizliği olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bir konumda bir görevde bulunup, hele ki bu görev halkın oyuyla verilen bir görevse bu durum daha da vahim o kentin talepleri için. Bir şey yapamamak kente zarar vermektedir. Güzel İzmirimizin alt yapı eksikliği gecekonduyu aratmayan görüntüsü, hizmet yetersizliğiyle ulaşımdan ekonomisine, kültürel hayatından sosyal imkanlarına kadar gittikçe kan kaybeden şehir görüntüsü var. Şehrimizin daha sağlıklı hale gelmesi için her alanda hizmete ihtiyacı olduğu bir gerçek. Sağlık Bakanlığımız sağlık tarafından en önemli adımını attı. Şehrimize hayat verecek. Hayat İzmir Hareketi’ni bunun için başlattık. 1414 proje hazırladık. İnşallah 30 Mart sabahında artık 14 Mart sizin bayramınız, 30 Mart’ta bizim bayramımız olacaktır” dedi.
“İDEOLOJİK YAKLAŞIMLARLA İŞ BIRAKILIYOR”
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş de, sağlık çalışanlarının sorunlarına değindi. Memiş, 2002 yılında bu yana sağlıkta iş yükünün çok arttığını sorunların olduğunu ancak diğer sendikaların Tıp Bayramı’nda bayramı matem havasına büründürdüğünü söyledi. İdeolojik yaklaşımlarla iş bırakma eylemlerinin yapıldığını ifade eden Memiş, “Biz Sağlık-Sen olarak Tıp Bayramımızda sizin sağlığınız bizim bayramımız sloganıyla milletimizle buluşuyoruz. Birilerinin aksine bizler milletimizin yanındaydık. Hizmetimizi aksatmadık aksatmayacağız da biz ülkenin geleceğini önemsiyoruz. Biz yolu açık müzakereci anlayışımızla sorunlu değil sorumlu sendikacılık yapıyoruz. Birileri bu günleri bu süreçleri fırsata dönüştürmeye çalışıyorlar. Tam gün torba yasa görüşmelerinde Allah’a hamdolsun, sağlık çalışanlarının sorunlarını net şekilde ifade ettik. Oysa ki orada diğer sivil toplum kuruluşları taleplerini ilettiler ama aile hekimliğine ilişkin en ufak talepte bulunmadılar. Komisyon kayıtlarını paylaşacağız. Birileri sorunları bir yere taşımak yerine sadece ekranlarda sorunlardan bahsederek sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor” dedi.
Editör: TE Bilişim