Bunun için ekonomi yani yatırım, üretim, istihdam ve ihracat gibi reel boyutlar gündemde ve öncelikler arasında ilk sıralara yükselmelidir. 2013 yılında daha da yavaşlaması beklenen büyüme nedeniyle işsizliğin tek haneli rakamlara gerilemesinin güç hatta imkansız görünmesi ekonomi konusunda yeni stratejilere olan ihtiyacı belirginleştirmektedir."
Ocak ayına ilişkin istihdam verilerini değerlendiren EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, şu görüşleri dile getirdi:
"İşsizlik geçen yılın aynı dönemine göre binde 5 oranında azalmış olmakla beraber çift hanelerde bulunmaktadır. Uluslararası kuruluşların Türkiye'nin 2014 yılı büyüme tahminlerini yüzde 2 düzeyine çektiği görülmektedir. Bu büyüme hızı ile işsizliğin yüzde 12'lere yükselmesi sürpriz olmayacaktır. Bu büyüme hızı ve işsizlik oranının sadece ekonomik değil sosyal ve politik sonuçları da olacaktır. Nitekim, halkımız düşük kur ve göreli düşük faizler ile birlikte gösteriş tüketiminin etkisinde kalarak çok yüksek oranlarda borçlanmıştır. Artacak işsizlik bu kredilerin geri ödenmesinde sorunlar yaratabilecek, bu da ciddi sosyal sorunları besleyecektir. Türkiye'nin kaliteli yani ithalata dayalı tüketim çekişli değil üretim ve ihracata dayalı büyüme sürecine girmesi gerekiyor.”
Türkiye'de yaklaşık 5 milyonu sanayi sektöründe olmak üzere 25 milyon kişinin istihdam edildiğini ve her çalışanın kendisi dışında iki kişiye bakmak durumunda olduğunu hatırlatan Ender Yorgancılar, bu oranlara göre zenginleşmenin, küresel ekonomik güç olmanın oldukça güç olduğuna da vurgu yaptı.
Yorgancılar, Türkiye'de yükselmiş olmakla birlikte işgücüne katılım oranının ancak yüzde 50 düzeyine gelebildiğini bu oranın AB ve OECD ülkelerinde yüzde 70 üzerinde bulunduğunu belirtti. Gelişmek, kalkınmak için istihdam boyutunda alınacak çok mesafe olduğunu ifade eden Ender Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi iklim ve toplumsal gerginlikler gerek yerli gerek yabancı doğrudan yatırımları olumsuz yönde etkiliyor.
Türkiye'nin ihracata, bunun için rekabetçi üretime, rekabetçi üretim için ise yeni yatırımlara ihtiyaç bulunuyor. İlgililerin siyasi tansiyonu düşürmesi, hukuksal süreçlerin güvenilirliği ve işleyişini hızlandıracak adımların atılması, güven ve istikrar ortamının oluşturulması gerekiyor.
Böylece üretim-sanayileşme-eğitim-istihdam zincirinde yeni şeyler söylemek ve yapmak olası hale gelebilecektir. Ekonomik gelişme sadece zenginleşme değil, ulusal çıkarlarımız için de öncelikli gündem maddesi olmalıdır."
Editör: TE Bilişim