-Doğrusu şu ateş bin altın eder, diye söylenmiş.
Ertesi gün yola çıkacakları vakit, padişah oduncuya sormuş:
-Efendi! Bizi ihya ettin, harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik. Söyle bakalım borcumuz ne kadar?
Oduncu fırsatı değerlendirmenin zamanıdır deyip rayici yüksek tutmuş:
-Bin altın beyzadem!
Vekilharç hemen atılmış:
-Ne masraf ettin ki bin altın istersin bre densiz?
-Sabaha kadar ateşi aynı kıvamda tuttum. Böyle dağ başında bu ateş zor bulunur.
-Ama ateş bu denli pahalı mıdır?
O sırada padişah vekilharcına dönüp:
-Ağa demiş, ateş iyiydi şimdi pahasını verin!
Oduncunun bu tavrı halk arasında şüyu bulunca, değerinin üstünde fiyat biçilen şeyler hakkında ‘’ateş pahası’’ denilmeye başlanmış ve giderek deyimleşmiş. Umulana göre çok pahalı bulunan fiyatlar hakkında bugün dahi ‘’ateş pahası’’denir.