Başbakan Kılıçdaroğluna Yüklendi Başbakan Kılıçdaroğluna Yüklendi
Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen ilk akademide konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, Siyaset Akademisi'nin Antalya'da yeni başlayan döneminde 400'den fazla kursiyerin kayıt yaptırmasının sevindirici olduğunu söyledi.
Son 4- 5 yıldır siyaset akademisinin Türkiye'de bir çığır açtığına dikkati çeken Arınç, "Buradan eğitim alan arkadaşlar, hem yerel hem de siyasetin bizzat içinde yer alıyorlar. Siyasete meraklı arkadaşların bu sertifikaları aldıktan sonra kendilerine ciddi bir referans olarak gösterdiklerini biliyorum. Son seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi'ne 6 binden fazla aday adayı müracaat etmiştir. Bunların dosyalarını incelediğimiz zaman en büyük referans kaynaklarının siyaset akademisi olduğunu görüyoruz. Biz bunu görmekten mutluluk duyduk. Başka partilerde buna teşebbüs etliler ama hiç birisi bura kadar başarılı olamadı. Burası bir ideoloji merkezi değil. Burada he kronu bilimsel olarak açıklanıyor. Sorularınız da gelen arkadaşlarımız tarafından içtenlikle cevaplanıyor" dedi.
570 kişilik Erdem Bayazıt Kültür Merkezi salonunda kalabalığa değinen Arınç, ayakta kalanlara salondaki boş yerleri gösterdi. Bu sırada ön sıralarda ayakta kendisini dinleyen Sibel Çelen'i işaret eden Arınç, "Anayasa değişti hanımefendi. Benim yerime oturun bakalım. Buyurun. Artık kadınlara pozitif ayrımcılık var. Erkekler ayakta kalabilir, ama kadınların oturmasını arzu ediyorum" diye seslendi. Çelen, Arınç'ın boşalttığı koltuğuna oturmayı reddedince Bülent Arınç'ın "Ben ayakta mı kalacağım diyorsunuz.
Benim yerime geçmek istemez misiniz? Temelli değil canım. Benim yerime bir arkadaş geçsin, hangi babayiğit varsa" sözleri salonda büyük alkış topladı. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü çalışmalarından dolayı tebrik eden Başbakan Yardımcısı Arınç, "Başkan, çok güzel bir kültür merkezi yapmış ve verilen isimli de çok anlamlı olmuş. Salon çok güzel, ismi de çok güzel. Erdem Bayazıt ismini ben çok iyi bilirim. Kendisi ile hayattayken görüşmelerimiz oldu. Ankara'da öğrenciyken abi diyebildiklerimizden birisi Erdem Bayazıt'tı. Bayazıt, gibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmış insanların böyle bir kültür merkezine isim olarak verilmesi çok anlamlı olmuş" şeklinde konuştu.



MÜZİK İSTEĞİ
Arınç sözlerine şöyle sürdürdü: "Ben de şunu söylemek istiyorum; toplantıdan önce müziklerle hepimiz harekete geçirilmek istendik. Burada bir eksiklik var. Çalınan bu müzikleri, bence son seçimlerde kullanılan, hepimizin gönlünde yer edinen başka bir klip ve müzik bunların hepsini sol tarafta bıraktı. O müzik bize seçimlerde en az 5 puan getirdi. ' Aynı dağın yeliyiz biz, aynı sazın teliyiz biz' burada çalınmalıydı. AK Parti Antalya İl Teşkilatının dikkatini çekiyorum. Böyle, laga luga müzikle olmaz bu iş. İnsanı bu kadar etkileyen, başarılı bir müzik yapılmamıştı. Çünkü o müzikte bütün Anadolu var. Bu salonda yok değil mi hala bu müzik. Burada bu müzik çalsa ben 5 dakika dinlemeyi tavsiye ederim. Yok notu kırdım. Yönetiminde var ama burada olup olmaması önemli."

GÖREVE NEDEN 'DEVAM' DEDİ?
Siyasete devam kararı almasından bahseden Arınç, "1995'ten bu yana Parlamentodayım. Bu dönem sonunda bize emeklilik görünüyor. Bu mecburi emeklilik. Daha önce ise zaruret sebebi ile göreve devam dedik. Mesela en son 2007 seçimlerinde meclis başkanlığından ayrılırken, parti güçlü, arkamız güçlü diye düşünmüştüm. Eğer bize Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçme imkanı tanısalardı; bunu gerçekleştirecektim. Meclis başkanıyım ve mecliste bize Cumhurbaşkanımızı seçtirmediler. Çok engeller çıkarttılar. Bu engellerin siyasi olanların hepsinin üstesinden geldik. Ama hokkabazlıkla baş edemedik. 367 diye bir ucube çıkardılar. Ve bu ucube Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edilince biz mecliste, 550 milletvekili Cumhurbaşkanımızı seçemedik. Bana Cumhurbaşkanı seçme imkanı tanımadılar. Ben de bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün gücümle çalışacağım dedim. O yüzden 2007'de seçimi kazandık ve Cumhurbaşkanımızı seçtik. Siyaset, dava, gönül, hizmet işidir. Milleti sevmenin işidir" şeklinde konuştu.

KARİKATÜRLÜ AÇIKLAMA
AK Partinin her seçim döneminde oy oranını yükselttiğini hatırlatan Arınç, "60 yıldan bu yana 3 dönem üst üste birbirinden yüksek oy oranı alan başka parti yok. 3 milletvekili seçimi, 2 belediyeler seçimi, 2 referandum kazandık. 9 yıla büyük başarılar sığdı. İki referandumda AK Parti ne dediyse o oldu. Son seçimde 21 milyon 500 bin oy aldık. Halkın güvenini mazhar olmuş bir partisiyiz. Bütün dünya Ak Parti örneğini inceliyor. Biz herkese hoşgörü ile bakıyoruz. Büyük başarının yüzde 50 oyun ne mana ifade ettiğini sayfalar dolusu kitap değil, günlerce yapılacak bir araştırma değil. Bir karikatür özetliyor. O karikatür de, 'Başbakan, karşılarında boyunları biraz bükükçe mahcup duran iki kişiye sesleniyor. Söyleyin bakalım, hanginiz bana oy verdi.' O biraz mahcup ve başlaÃç, "Baºkan, çrı önde olan iki kişiyi merak ediyor musunuz? Biri Sayın Kılıçdaroğlu, biri Sayın Bahçeli. İş o noktaya geldi ki. O ikiliden birisi de oy vermiştir, diyeceğiz. Çok şükür bugünleri gördük" dedi.

"ŞİMDİ TOP TÜFEK İŞE YARAMIYOR"
Arınç, "Demirel de 1965 yılında tek başına iktidara geldi. 1969'da da geldi ama 1970'de bitti. 3. dönemi göremedi. Anavatan Partisi 1983'te kazaÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmndı. 1987'de kazandı. Ama 1988 kayboldu; şimdi tabelası bile yok. Biz 3 dönem üst üste kazandık. Peki bu kadar başarı altında ne sır yatıyor. Bizim şuanda 6.5 milyon kayıtlı üyemiz var. Siyasetin gençleşmesini laf olarak konuşmadık. Seçme yaşını 18 ise seçilme yaşını ise 25 yaptık. Siyasete genç unsuru, siyasette kadın unsuru önemlidir. Bu kadar üyesi sayısı her geçen gün artıyor. 3 dönem ve 10 yıl. Şimdi kendi kendini sınırlayan bir tüzük maddesi var. Bu parti içi demokrasi için çok önemlidir. Geçmişte bir kere geldi mi bir insan topla, tüfekle onu yerinden kurtaramazdınız. Top tüfek o zamanlar işe yarıyordu. Şimdi top, tüfek de yok artık. Şimdi darbecilerden hesap sorulduğu gündür. Biz kendi tüzüğümüz kendimizi kısıtlayan madde koyduk. Milletvekilleri 3 dönemden fazla milletvekili seçilemeyecek. Bununla ne yapıyoruz. Parti sürekli bir gelişim ve dönüşüm içinde. Benim hiç gözüm arkada değil. Biz gittiğimiz gün çok güzel kadrolarımız var" ifadelerini kullandı.

"TÜRK PARASI KURTALAN EKSPRESİ GİBİYDİ"
AK Partiyi başarılı kılan unsurlardan birisin güvenilir insanlardan kurulması olduğunu ifade eden Arınç," Hiçbir şaibeye bulaşmamış, yolsuzluklarda hiç ismi geçmemiş. Bazılarının aile fotoğrafına girip de sonradan bankalar batıranlardan olmamış, ilkeli siyaset yapmayı, cesur, kararlı siyaset yapmayı benimsemiş ve bunu halka ilan etmiş bir kadromuz var. Biz kurulmadan önce Türkiye'de siyaset bitmişti. Parlamentoya güven kalmamıştı. Milletvekili yakasına rozet takıp sokağa çıkamıyordu. Çünkü siyaset talan mesleği haline gelmiş, yolsuzlukla eş anlamlı hale gelmişti. Milleti unutmuşlardı hizmet yoktu. Koalisyonlar sadece koltuk hesabı ile yapılıyordu. En büyük krizler o dönemde oldu. Simitçi parasını alır dolara yatırır, memur 3 aylığını alır döviz bürosuna giderdi. Bunu yaptığımız günlerde Türk parasına her gün yeni sıfırlar eklenirdi. Kurtalan Ekspresi gibiydi. Başta bir bir var. Arkada onlarca vagon. 6 sıfırlı Türk parası. Herhalde Afrika paraları kadar değersizdi. Ogünlerde yeni bir anlayışla yola çıkan arkadaşlar Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu partiyi kurdular. Millet bize inandı ve güvendi" şeklinde konuştu.

GEÇMİŞ PARTİLER
AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk dönemde önlerine büyük engeller çıkarıldığını aktaran Arınç, " Seçime bir ay kala Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesini iptal ettiler. İstanbul birinci bölgede birinci sıra boş kaldı. O zamanlar çokça televizyon programlarına çıkıyordum. Ben o dönem grup başkan vekiliyim. Diğer partilerin temsilcileri bana, 'Sizin Başbakan adayınız kim?' diyorlardelaÃç, "Baºkan, çı. 'Sizin güvendiğiniz insan milletvekili ve Başbakan olamayacak'. Ben onların hepsine sordum hiçbirinizin ikinci bir Başbakan adayınız yok. Karşımdaki partiler bana gülmeye başladılar. Mesela Ufuk Söylemez'i hatırlıyorum. O zaman DYP'deydi. Mesut Yılmaz ve diğerlerini, CHP'den DSP'den başkalarını hatırlıyorum. Hepsi birden bana televizyondan alaycı ifadeyle 'Sizin başbakan adayınız kim?' diye sormazlar mı. Arkadan da gülüyorlardı. Neydi bunun anlamı. İşte sizin çok güvendiğiniz insan milletvekili olamayacak. Milletvekili olamayınca, hatta 'MuhtarÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırIm bile olamayacak' diyorlardı o zaman. Başbakan da olamayÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmacak, siz boşuna seçimlere giriyorsunuz anlamında. Biz bu oyunu şöyle bozduk. Onlara karşı dedim ki, 'Genel Başkanımız ve Başbakan adayımız seçimlere giremiyor. Peki soruyorum size Çiller şu veya bu sebeple seçilemezse 'Doğru Yol Partisi'nin başbakan adayı kimdir?' Cevap veremediler, ikinci bir isim söyleyemediler. Baykal bu seçimi kazanamazsa ya da başka türlü seçilemezse 'Ey CHP, senin Başbakan adayın kim?'
Hepsine sordum; hiçbirinden cevap geldi. İkinci, üçüncü isimleri yoktu. Orada bir kişi var, o olacaksa olacak diye düşünüyorlardı. Hiç biri cevap veremeyince ben onlara 10 Başbakan adayını saydım. Ahmet, Mehmet, Ali, Hasan, Hüseyin, Veli var mı bir itirazınız? Biz güçlü bir partiyiz. Fikri güçlü, imancı güçlü, samimiyeti var, birikimli, bilgi birikimi var. Ben size 20 isim sayayım siz 20 tane daha ekleyin" dedi.

"KILIÇDAROĞLU YERİNE ISINAMADI"
Diğer partilere sizin Başka adayınız var mı diye soran Arınç, "Var mı CHP'de böyle. Zar zor bir tane seçtiniz. Hala adam yerine ısınamadı. DSP nereye gitti, ANAP nerede, DYP'ye ne oldu? Sayın Bahçeli'den başka şu var diyebiliyor musunuz? Öbürüne hiç dokunmayacağım. Onlar birisine bir talimatla şu veya bu talimatla bir yere geliyorlar" diye konuştu.
Bugün sadece 12 Eylül darbesini yapan 'iki ;yaşlı insanın' yargılanmadığını, 27 Mayısların, muhtıraların da 28 Şubatların da hesaplarının sorulduğunu savunan Bülent Arınç, "O iki ;yaşlı insanın şahsında, bugüne kadar cuntacılık yapan, darbecilik yapan, müdahaleyi aklından geçiren, kaşını kaldıran, iki satırlık yazı yazan, hükümetler düşüren ve milletin iradesine karşı 'Sen cahilsin, sen bunları bilmezsin. Bu ülkeyi de ancak biz yönetiriz diye iki de bir zart zurt darbeler peşinde koşanlar yargılanıyor. Bu irade, bu düşünce yargılanıyor. Kolay mı bundan sonra bunu aklına getirmek" açıklamasını yaptı.

SERT TEPKİ
Arınç, "AK Parti'nın özgürlüklerin mücadelesini yaptı. Ve gönlünden bu adamları devirsek daha iyi olacak diyenlerin karşısında dimdik durduk. Milletin emanetini sokakta bırakmadık. 27 Nisan gecesi size 'Cumhurbaşkanı seçtirmek istemiyoruz' diyenlere 28 Nisan sabahı 'Haddini bil; otur oturduğun yerde' dedik. Bunu diyebildiğimiz bugün, yüzde 50 oy aldık. Çünkü milletin korkak, ciddi olmayan, birisi kaşını kaldıracak ödü patlayacaktan, öksürdü elindeki kağıdı titreyerek yere düşürenlerden sıdkını sıyırdı. Herkes haddini bilecek" dedi.

DEMİREL TAKLİDİ YAPTI
Sonuna kadar milletin iradesine ve demokrasiye sahip çıkacaklarını ifade eden Arınç, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in taklidini de yaptı. "Öyle şapkasını alıp kaaAç, "Başkan, ççan, sonra da 'Niye şapkanı alıp gittin?' diyenlere 'Ne yapacaktım ya. Şapkamı da bırakacaktım' diyor. Adam şapkasını bırakmamakla övünüyor. Sonra diyor ki; 'onlara bırakmadım, şapkayı hiç olmazsa kaçırdım.' Bizim bırakacak şapkamız yoktu. Bir de bizim niyetimiz de yok. Biz çok şükür milletin emanetine sahip çıktık. Şimdi 12 Eylül'de 'Sen niye müdahil değilsin?' diye sormuşlar. 'Millet beni Cumhurbaşkanı yaptı, benim hesabım bitti' demiş. Biz niye ayaktayız ve niye birileri artık siyasetten çÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmekilse daha iyi olacak noktasına geldik" diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmasının ardından BaÃibi gençliğe yön vermiş istikamet kazandırmşbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a plaket takdim edildi. AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse, iktidara gediğinden bu yana bir çok icraat ve yapılamayanları yaptı. Bu icraatlardan en önemlisi bence bu ülkede kirlenmiş siyaset algısını ortadan kaldırdı. Burada siyaset dersi verilecek burada katılan siyasetin doğruları anlatılacak" dedi.

Editör: TE Bilişim