Çeşitli türlerinin dokungaçlarında zehir taşıyan ve başka bir canlının bunlarla teması halinde, ölü olduğu durumlarda bile zehirleme etkisi olan denizanalarının insan vücudu ile temas etmesi halinde deride tahriş, kızarıklık, kaşıntı, şişme ve ağrıya neden olabildiğini belirten Su Ürünleri Mühendisi Mehmet Reşat Demir, “Foça’da görülen denizanası yoğunluğunun deniz kirliliğinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Ancak bir ihtimal daha var.
İzmir körfezine giriş çıkış yapan yabancı bandıralı ticari gemilerin balans tanklarında depolanan deniz suyu deşarjı ile genelde bizim sularımızda yaşamayan türlerin yumurtaları denizlerimize gelip üreyebiliyor. Bu çok yönlü bir konudur. Mutlaka bir örnek alınarak ilgili kurumlarca incelenmelidir” dedi
Medüz olarak da bilinen denizanaları bilimsel olarak şu şekilde tanımlanıyor: “Denizanaları veya Medüzler,Scyphozoa ve Cubozoa sınıflarında bulunan, serbest yüzen deniz hayvanlarıdır.Medüzler, yassılaşmış ve yüzmeye uyum yapmış varlıklar olarak tanımlanabilirler.Vücut şekli çoğunlukla yayvan ya da kubbeli bir şemsiye şeklindedir. Poliplerden daha karmaşık yapılı canlılardır. Yüzme organı olarak bir şemsiye gelişmiştir. Bu organ sayesinde hayvan ileriye doğru hareket eder.Medüzlerin beyinleri yoktur. Bunun yerine sinir sistemleri ışığa ve kokuya duyarlı şekilde gelişmiştir.
Küçük balıklarla ve diğer küçük deniz canlılarıyla beslenirler. Vücutları hidrodinamik olmadığı için yavaş yüzerler ve avlarını yakalamalarına yardımcı olacak şekilde bir dalgalanma yaratırlar. Denizanaları bir eşeysiz üreme şekli olan tomurcuklanmayla ürerler. Denizanasının çeşitli türleri dokungaçlarında zehir taşırlar. Başka bir canlının bunlarla teması halinde, denizanasının ölü olduğu durumlarda bile, zehirlenme söz konusu olabilir. Bu durum denizanası sokması olarak nitelendirilir”
Editör: TE Bilişim