Yine bir Pazar sabahı operasyonla uyandık. Türkiye’de operasyonlar bitmez zaten kendimi bildim bileli birileri birilerine operasyon yapıp duruyor. Günlerdir ekranlarda Sosyal medyada çalkantılara sebep olan kulaktan kulağa, ekran başında konuşulanlar bu sabah gerçek oldu ve düğmeye basıldı.
Kimin kime operasyon yaptığı belli olmayan güzel ülkemde yine bir operasyon yapıldı ve sözler hep aynı bize kumpas kuruldu. Bu demokrasiye yapılan bir saldırıdır.
Biraz gerilere gidelim...
12 Eylül darbesinden sonra herkes bunlar demokrasiye yapılan bir saldırıdır dedi ve darbeye maruz kalan ve hayatta olmayan Ecevit, Türkeş, Erbakan ve hayatta olan Demirel birer birer iktidara yeniden geldiler. Rahmetli Türkeş belki Başbakan olamadı ama yine de partisini başına tekrar geçti. Aradan yıllar geçse de o zaman mecburen saygı duyulsa da şimdi darbe yapanlara mahkemeler açıldı operasyonlar yapıldı ve cezalar verildi. Sorulduğu zaman devlet için görevimizi yaptık dediler…
28 Şubat tarihinde başbakan Erbakan’a gizli darbe yapıldı denildi ve o zamanın refah partilileri demokrasiye vurulan bir darbedir dediler ve haksız yere mağdur olduklarını söylediler. Bugün o kadrolardan Bakanlar, Başbakanlar, Cumhurbaşkanları çıktı. Darbe yapanlar yargılandı hapislerde yattı ve sorulduğunda devlet için görevimizi yaptık dediler…
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir şiir okuduğu için hapse girdi. Mağdurum dedi bir şiirle hapis yatılırmı bu demokrasiye vurulan bir darbedir dedi. Muhtar olamaz dediler 10 yıl Başbakanlık yaptı şimdi Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Onu hapse atanlar yargılandı hapis yattı. Devletimizin bekası için yaptık biz masumuz dediler…
Ak Parti’ye 27 Nisan e- muhtıra bildirgesi yayınladılar. Başsavcılık kapatma davası açtı. Bizler suçsuzuz bu demokrasiye yapılan bir darbedir. Biz yanlış yapmadık. Hesabını verecekler dediler. Hakikaten e muhtıra tutmadı. Darbe yapamadılar. Bu olayları planlayan, paşalar, aydınlar, rektörler, gazeteciler ve dahası gözaltına alındı tutuklandı. Bizler masumuz bu bir iftiradır demokrasiye vurulan bir darbedir dediler. Hapislerde yattılar sıkıntılar çektiler ve bizler masumuz devlet için yaptık dediler…
Şike, balyoz, ergenekon, oda tv gibi bir çok davada tutuklananlar biz masumuz bize yapılan bir iftiradır. Her şey devlet için yapılmıştır dediler. Tutuklayanlar kimilerine göre paralel yapı kimilerine göre şimdiki hükümet ise onlar gazeteci, komutan, ya da Öğ. Görevlisi değil onlar darbecidir. Onlar ülkeyi yıkmak istediler demokrasiye darbe vurmak istediler dediler…
17 Aralık operasyonu ile mevcut hükümet düşürülmek istendi. Yolsuzluklar bakan çocukları, ünlü iş adamları gözaltına alındı. Mit müsteşarı tutuklanmak istendi. Hükümet biz masumuz bu sivil darbedir. Demokrasiye yapılan bir saldırıdır. Halkın seçtiği hükümeti düşürmeye çalışıyorlar dediler. Sonunda halkın oyunu aldılar ve yerlerini sağlamlaştırdılar. Bu operasyonu yapanlar biz her şeyi devlet için yaptık emir verdiler yaptık dürüstlük için yaptık yine yaparız dediler…
Bugün operasyonla göz altına alınanlar ise son dönemdeki gözaltıların ve 17 Aralık operasyonunun sorumluları olarak göz altına alındılar. Devleti yıkmak demokrasiye darbe vurmak suçlamaları geliyor hükümet kanadından… Gözaltına alınanlarda aynı şeyleri söylüyor özgür basın susturulamaz. Demokrasiye büyük darbe vuruldu. Dünya ülkemize gülüyor. Biz masumuz dediler…
Yukarıda anlattığım olaylarda herkes tarihin bir sayfasında bir tarafta diğer sayfasında bir tarafta olanlar. Yani dün tutuklatan, bugün tutuklanan… Dün sevinen bugün üzülen… Dün onlar yapmıştır diyen bugün biz yapmadık diyen…
Şu çok açık ve net ‘’KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELİR HESAP DÖNER’’
Kimin tarafında olursanız olun bir gün o keser sizin başınıza da geliyor. En iyisi tarafsız olmak sanırım….
Saygılarımla….