Yörük, “Türkiye'deki yaklaşık 8 milyon binanın yüzde 60'ının ruhsatsız olması ise kaçak yapılaşmayla birlikte standartlara uygun olmayan yapıların artmasına neden oluyor. Bu durum yalıtım uygulamalarının artmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Bugün aynı metrekareye sahip iki konut kıyaslandığında sadece ısınmak için Almanya'dan 10 kat fazla enerji tüketiyoruz. Almanya'da metrekare başına enerji tüketimi metrekarede 30-60 kwh iken, ülkemizde yalıtımsız binaların metrekare başına enerji tüketimi 300-350 kwh arasında ve henüz yeni ısı yalıtımı yönetmelikleri ile bu oran metrekarede 120 kwh'lere çekilmeye çalışılıyor. Avrupa ülkelerinde kişi başına ısı yalıtımı malzemesi tüketimi bize göre 5 ila10 kat daha fazla” dedi.
Yalıtımsız binaların Avrupa'daki Pasif Evlerin 20 katı enerji harcadığını belirten Yörük, “Avrupa ülkeleri neredeyse hiç enerji harcamadan ısıtma ve soğutma sağlayabilen, karbon emisyonunu da sıfıra indiren Pasif Evlere geçiyor. AB ülkeleri 2019 yılından itibaren, inşa edilecek olan tüm binaları Pasif Ev olarak yapmak üzere anlaşma sağladı. Ülkemizde ısı yalıtımı uygulamalarında binanın bulunduğu bölgenin iklim koşullarına göre değişmekle birlikte 3-5 cm kalınlığında levhalar kullanılırken, Pasif Evlerde ısı yalıtım levhaları 15-20 cm kalınlıkta kullanılıyor. Yalıtımsız binalar, sadece ısınmak için Pasif Evlere göre 20 kat daha fazla enerji tüketerek hem ekonomik hem de ekolojik bir tahribata neden oluyor. Yaşadığımız binalarda ısı yalıtımı uygulamaları ısıtma ve soğutma harcamalarını yarı yarıya azaltıyor. Mantolaması yapılmış, çatı ve bodrum temellerinde ısı yalıtımı levhaları kullanılmış bir bina, hiç yalıtım yapılmamış bir binaya göre yüzde 50 daha az yakıt tüketiyor, aynı zamanda yarı yarıya daha az hava kirliliği yaratıyor. Bu konudaki bilinç eksikliği, Türkiye için önemli miktarda tasarruf potansiyelini havaya uçuruyor” diye konuştu.
Editör: TE Bilişim
