İzmir’de 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Coşkuyla Başladı İzmir’de 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Coşkuyla Başladı
 Önceden istenen belgelere artık gerek kalmadığını dile getiren Özcan, “geçen sene biliyorsunuz ilkokul ve ortaokullara kayıtlarla öğrenci alınırken, kayıt bölgelerini okullarla ilişkilendirdik. Yani veliyi en yakın adrese ilişkilendirerek kayıt bölgeleri belirledik. Bu bölgeleri ilan ettik. Bu sene de aynı çalışmaları yaptık. Yani haziran başı itibariyle bütün çalışmalarımız bitti. Bunları da bakanlığa bildirdik. Tabi bakanlık henüz sistemi açmadı. Sitem açıldığı velilerimiz öğrencilerin vatandaş numarasını e-okul sistemine girdiği anda hangi okul kayıt bölgesine kayıtlı olduğunu görebilecek. Önceden biliyorsunuz birtakım belgeler isteniyordu. Onların hepsi kaldırıldı. Velinin okul öncesinde hiçbir şekilde okula gitmesine gerek yok. Okula gidip bir bağış yapmasına gerek yok. Öyle bir zorlama zaten yok. Okul açıldığı zaman vatandaş makbuz karşılığı herhangi bir yardımda bulunmak istiyorsa bu onun tercihine kalmıştır. Yani statüko tamamen kaldırılmış durumda. Tabi bir evin taşınması gibi durumlarda bir nakil durumu söz konusu. Velinin müracaat etmek suretiyle gideceği yerde kayıtlı olan bölgesine nakil işlemini yapıyoruz" dedi.
 Bu dönemde isteğe bağlı yani 60-66 ay arası 2 bin 234 öğrenci olduğunu dile getiren Özcan, 1. sınıfa ise 5 bin 500 öğrencinin kayıt yaptıracağını açıkladı.

  “EDİRNE’DE ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR”
 Edirne’de farklı branşlarda 600’e yakın öğretmen açığı olduğunu ifade eden Özcan, “Fakat fazlalık olan alanlarımız da var. Bazı ilçelerimizde öğretmenler çok fazla kalmak istemiyordu. Biz buralarla ilgili bir çalışma da yaptık. Buraları zorunlu hizmet kapsamına aldırdık. Bunun biraz sirkülasyonu azaltacağını düşünüyoruz. Çünkü zorunlu hizmet bölgesinden sayılmıyor diye buralardan kaçmak isteniyor. İnanıyorum ki biraz daha oturmuş bir kadroyla devam edeceğiz. Sağ olsun gönüllü öğretmenlerimizin biraz daha fazla çalışmasıyla buralarda derslerimiz de boş geçmiyor. Bu şekilde telafi yoluna gidiyoruz. Bu konuda büyük bir sıkıntımız yok” şeklinde konuştu.
 Milli Eğitim Müdürü Özcan, Akademik başarının yanında, sosyal ve sportif ilişkilerinde önemine değindi. 
Özcan, “Herkes akademik başarı üzerinden her şeyi değerlendiriyor. Ben şahsen bir veli ve öğretmen olarak akademik başarının ikinci planda kalması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her ne olursa olsun çocuklarınızı yarış atı gibi yetiştirdiğiniz zaman eksik , farklı nesiller yetiştiriyorsunuz. Yani çok bilgili bir öğrenci yetiştiriyorsunuz. Her şeyi biliyor. Fakat bilgili canavarlar ve psikopatlar yetişiyor. Dolayısıyla eğitimin gönül ve sevgi boyutuna girmek lazım. Çocukların sosyal sorumluluk projesi kapsamında bir şeyler yapmalı. Paylaşma , birlik , beraberlik ve aidiyet duygusunu vermek noktasında çok farklı açılımlar yapmak gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde nesli yetiştireceksiniz ama bir tarafı eksik kalacak. Bugün 70 yaşında doktora ve üniversite bitiren insanlara da rastlıyorsunuz. Ama şahsiyet boyutunda eksik bıraktığınız birşeyi daha sonra telafi, etme şansınız yok. 0-7 yaş arası çocuğun şahsiyetinin büyük oranda şekillendirdiği bir dönem. Bu dönem iyi değerlendirilmediği zaman gelecekte öğrenciler çok büyük sıkıntılara maruz kalabilecek. Bunlar bizim açımızdan önemli. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar olabilmesi için temiz bir neslimiz var. Özellikle Atatürk’ün bize çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için bize gösterdiği nesil, bu nesil. Onun için bu çocukları her açıdan iyi destelemek ve yetiştirmek gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Editör: TE Bilişim