TARİHİ ÖNEMİNİ VURGULADI
Foça’nın tarihsel süreçte 7 medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerleşim bölgesi olduğunu,12 İon kentinden biri olan Phokaia'nın kalıntıları üzerine kurulan Foça’da yaşamın Efes Antik Kenti'nde ya da Truva'da olduğu gibi sonlanmadığını ve tarih sahnesinde rol olmayı sürdürmüş ender kentler arasında yer aldığını, tarihin yöreye büyük bir zenginlik kattığını belirterek Foça’nın tarihi önemine vurgu yapan İşler, “ Tarihi öneminin yanı sıra küçüklü büyüklü koylarla kaplı bir sahile sahip Foça Yarımadası, mavi ile yeşilin iç içe olduğu doğal bir güzellik sergiliyor.21 Kasım 1990 tarihinde Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Foça, ülke genelindeki 12 özel çevre koruma alanından biri.
Foça’nın ülkemizin on iki özel çevre koruma bölgesinden birisi olması bir avantaj. Foça, arkeolojik, doğal ve kentsel sit alanları bulunması nedeniyle birçok kıyı yerleşim birimine göre daha az yapılaşma gösteren ve nispeten bozulmamış bir yerleşim merkezi.Bölgenin taşıdığı önemin büyük bir bölümü, binlerce yıldır burada yaşayan ve ilçeye adını veren, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Akdeniz Foku’ndan kaynaklanıyor” dedi
“ENERJİ HATTININ FOÇA'YI YUTMAMASI İÇİN ACİLEN STRATEJİK BİR PLANLAMA YAPILMASI GEREKİYOR”
Foça'nın güneyinde İzmir, İzmir’inde Seferihisar, Alaçatı, Çeşme gibi çok önemli turizm beldeleri var olduğuna, kuzeyinde ise Dikili ve Ayvalık hem termal hem gastronomi, hem doğa hem kültür turizmiyle göz kamaştıran kentlerin yer aldığına dikkat çeken İşler, “Foça turizm alanlarıyla çevrili bir belde iken hemen yakınındaki Aliağa, kentin ileriye dönük planlarında karar verilirken bir başka önemli rolü üstleniyor.
Aliağa bir enerji bölgesi . Önümüzdeki 10 yıl içinde bu enerji bölgesi nereye doğru büyüyecek.Bu büyüme tarihin bize bir armağanı olan Foça'yı tehdit mi edecek yoksa Foça turizmi şemsiyesi altında korumaya mı alınacak? Bunun için kent yöneticilerinin, akil adamların, üniversitedeki akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin ve Foçalıların bir araya gelerek ortak bir komisyon oluşturması ve bir karar vermesi gerekiyor.Turizm bildiğiniz gibi her zaman çevre ve doğayla uyumlu şekilde yaşayan bir sektör. Çevre ve doğa turizmin olmazsa olmaz unsurları. Enerji hattının Foça'yı yutmaması için acilen stratejik bir planlama yapılması gerekiyor. Bizlerin laf üretmeyi bırakıp, tüm siyasi kaygılardan uzak olarak kısa, orta ve uzun vadeli Foça Turizm stratejik planını üretmemiz gerekiyor. İşte o zaman tam anlamıyla, Foça artık bir turistik belde olmaya başlıyor diyebiliriz. Özetle rotamızı ve yol haritamızı belirlememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
FOÇA ACİL OLARAK STRATEJİK TURİZM PLANINI YAPMALI
Egede birçok turizm beldesinin AB fonlarından çok ciddi bir şekilde yararlanıldığını belirterek, Foça’nın da acil olarak stratejik Turizm planını yapması ve yerel yönetimin Ar-Ge ve AB Proje Takip Birimi oluşturulması gerektiğini vurgulayan İşler,şöyle konuştu: “Foça’da eski yapıların onarılması, kentin mimari yapı karakteristiğinin belirlenmesi hatta oluşturulacak marka kent konsepti için bu kaynaklar mutlaka değerlendirilmeli.Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da bu konuda ciddi destekleri var.
Bu desteklerden yararlanılması gerekiyor. Bütün bu çalışmalar yaşamını Foça'da sürdürecek gençlerimiz için büyük önem taşıyor. Turizmli sürdürülebilir bir kalkınma modeli oluşturmazsak, ekonominin çarklarını sürekli döner hale getirmezsek hangi genç burada yaşamak ister? Bunları iyi düşünmemiz, Foça'nın geleceğini planlamamız gerekiyor.Foça bugün, özellikle hafta sonları gelenlerin arabalarını park ederken yer bulmakta zorlandığı bir belde haline geldi. Ama biliyorsunuz kalabalık bir belde olmak farklı bir şey turistik bir belde olmak farklı bir şey , aynı durum Kemeraltı'nda da yaşanıyor.
AVM’lerde de yaşanıyor ama buralarda turizm var diyemeyiz.Önemli olan bu kalabalık, bu hareketlilik esnafa, kente ne getiriyor? İlçeye yeni yatırımlar getiriyor mu? Nüfus artıyor mu ? İstihdam artıyor mu? Esnaf 12 ay çarkını döndürecek sürdürülebilir turizmin nimetlerinden faydalanıyor mu? Bunu sorgulamamız önemli. Kısaca bir belde de turizm var demek ;,kalabalık ve yığınların bir arada olduğu plansız bir yoğunlaşma demek değildir; bu konuda ki dikkat edeceğimiz asıl ölçüt yatak kapasitesi, yatırım sayısı artışı , tesis sayısında ki artış ,istihdam hacminde büyüme , ,yabancı turist giriş çıkış sayısındaki artış ,tur operatörlerinin çalışma talebi ,destinasyon bazında markalaşma, çekim ve cazibe noktalarının artırımı, kültürel ve doğal mirasların korunarak turizmin amacına hazır hale getirilmesi gibi alanlardaki artış yükselmelerdir o bel dede turizmin gelişmesini gösteren göstergelerdir”
“FOÇA DÖRT BİN YATAKTAN DOKUZYÜZ YATAĞA DÜŞTÜ”
Foça’nın bugün gelinen noktada 1990 yıllarına göre seviyenin çok altında bir yatak kapasitesine sahip konumda olduğunu, Foça’da turizm hareketliliğinin artması için yatırımların ve yatak kapasitesinin de artması gerektiğinin altını çizen İşler, şunları söyledi: “1999 yılında Foça’da Bakanlık belgeli takribi 4000 yatağımız varken bugün bu sayı takribi olarak 900' civarındadır . Foça ne yazık ki sahip olduğu kaliteli yatak kapasitesinden geriye doğru gitmiştir, yıllar içinde. Club Med, Wy Bass Tatil Köyü kapandı, Mackarel yarım kapasiteyle çalışıyor. Bizim Bakanlık belgeli tesis kapasitemizi arttırmamız, bunun için de yeni planlamalar yapmamız gerekiyor. Foça’nın kaliteli yatağa ihtiyacı vardır. Foça kendini satabilen bir üründür, bu konuda ısrarcı ve inatçıyım Resort otelciliğin doğduğu güzel Foça’mız bugün 32 milyon turist net hata oranı ile 28 milyar dolar girdisi olan turizmin ilk doğduğu topraklardır ancak maalesef yatak kalitesi ve kapasitesi eksiliğinden hak ettiği yer de değildir”
“BAKANIMIZ SAYIN ERTUĞRUL GÜNAY'A SEKTÖRÜMÜZ ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
İşler;“Foça önce kaliteli yatak sorununu daha sonra da acilen yeni yatırımların önünün açılması gerekmektedir. Yeni yatak yeni istihdam, yeni alt yapı demektir tüm bunların toplamı ise o bölgede ekonomik canlanma demektir” diye konuştu.Yatak kapasitesinin önemini vurgulayan İşler sözlerine şöyle devam etti, “Yatak kapasitesi çok önemlidir, çünkü o bölgenin turizm kapasitesinden aldığınız pay ile yatak kapasitesi oranınız birbirleri ile orantılıdır.Türkiye turizminden Antalya’nın aldığı pay %40 dolaylarındadır yatak kapasitesi ise %40 civarındadır , İstanbul %35 civarında pay alırken Yatak kapasitesi de bu orandadır İzmir%4 pay alırken yatak kapasitesi de %4 oranındadır . O halde yatak sayımız arttırmamız gerekmektedir, çünkü tur operatörleri de bakanlık belgeli tesisleri tercih ederler bakanlı belgeleri tesislerde kaliteli yatak orunluluğu getirmektedir. Öte yandan restoranlar, yeme-içme mekanlarının düzene sokulması, çeşitliliğinin artması Foça'yı hareketlendirecek unsurlar. Foça'nın acilen bir SWOT Analizi yapılarak artı ve eksilerini çıkartılması, yani yol haritasının çizilmesi gerekmektedir. Giden zamanın telafisi yoktur.Geçen hafta sonu ETİK'in genel kurulunda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Club Med konusunda önemli bir gelişmeden söz etti. Bu gelişme Foça'ya nasıl yansıyacak? Geçmiş yıllarda adı Foça'yla özdeşleşen Club Med konusunda güzel bir gelişme oldu. Uzun zamandır atıl durumda bulunan çok önemli bir tesis aslında Club Med. ETİK'in ve sektör yöneticilerinin Bakan'la olan diyalogları ve konuyu ısrarla takip etmeleri sonucu, Club Med Haziran ayı sonunda İl Özel İdare'den alınarak bakanlığa devrediliyor. Neilson tesisinden sonra Foça'nın en büyük tesisleri arasında yer alan 2000 kişi kapasiteli Club Med'in yeniden sektöre kazandırılması Foça için son derece önemli bir fırsattır. Bu konudaki destekleri için Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay'a sektörümüz adına teşekkür ediyoruz”
Editör: TE Bilişim